"Tipik yarı aydın kafasının piçleri..." diye düşündü Selma. "Bizim yarı aydının. Ha ha, Batı'dan taşıma su ile dönen beyinlerin ürünleri! Tanrıya şükür ki, bu sudan nasibini almayan, almayı da şiddetle reddeden bir aklıselim sahibi halkımız var. Biraz ayakta isek bu yüzden." İçini çekti. Asıl aydınlarımız reddedebilseydi Batı'dan taşıma suyu, işte o zaman tam ayakta olurduk. Beli bükülmeyecek bir toplum... Geleneklerimize, kültürümüze, aydın sahip çıksaydı... Halkın yaşatması, ne zamana değin sürecek? Bir gün o dahi şartlanmaya başlamayacak mı, bu özentiye kaptırmayacak mı kendini?
"Tipik yarı aydın kafasının piçleri..." diye düşündü Selma. "Bizim yarı aydının. Ha ha, Batı'dan taşıma su ile dönen beyinlerin ürünleri! Tanrıya şükür ki, bu sudan nasibini almayan, almayı da şiddetle reddeden bir aklıselim sahibi halkımız var. Biraz ayakta isek bu yüzden."
Biliyor musun Selma? dedi. Ben çok mutluyum. Bugün babama kavuşacağım!
MELTEM : Nasıl oldu da evlendiniz? Babamla o kadar farklıyken?...
SELMA : Pek canlı bir çocuktum. Uyuyan yılanı ininden çıkaracak kadar. Bu da bir zafer duygusu veriyor insana. Neyse... Metin'i babanızla babaannenizin kucaklarına attığım gibi, gidip hukuku tamamladım da, yeni zaferlere doğru... (Güler. Kızına:) Bak bana, Aydın'ın ardına takılıp tiyatrosuydu, dekoruydu, kostümüydü, koşturup durmana bir şey demiyorum fakat, dikkat et de, bu olay seni okulundan edip bir gün (AYDIN'ı gösterir.) şunun gibi sorumsuz bir erkeğe muhtaç bırakmasın. Her şeyden önce bir işin, ekonomik gücün olmalı. Ondan sonra bak sen kadın milletindeki ışıldamaya, şenliğe , mutluluğa...
