"Hikayeler yazılır geceleri umarsızca Düşlere ağlarsın, yitirirsin umutlarını Farkına varılmaz, düşünce anlarsın, Mutlu sonların tüm sahte rollerini Uçurtma bekler çocuklar arka bahçede Gözleri çakmak çakmak ışıldar Gelecek günlerin arkasına sığınırlar Bir beste çalınır Türk filmi kıvamında Bir güz yağmurunun sesini duyarsın Ve düşlerin sırılsıklam olur."
Bahçede kiraz ağacının içindeki serçeler bile diğer kuşlara karışmıyor, bir cins, bir millet olarak geçinmiyorlar mıydı? Bir serçe var mıydı ki kendi sürüsünü bıraksın da, gitsin kargalara, güvercinlere karışsın? Demek kendi milletinden, kendi sürülerinden ayrılan, yabancı ve düşman milletlerin kuvvetlerine karışan Türk subaylarında şu serçecikler kadar anlayış, gerçeği görme ve asalet yoktu...
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
ARMİNE-CANER TEK,143 sayfa “Armine,üzerinde beyaz geceliği evin arka merdivenlerinden çıkarken,Recai aşkının bir peri sessizliği içinde kaybolup gitmesini bekledi.Çıplak ayaklı merdivenlerden çıkan kızın,sanki yere basmadan,uçarcasına gittiği yürüyüşünü izledi bir müddet.Beyaz dantelli geceliği,tan vaktinde bahçede esen rüzgarın etkisiyle üzerinde bir o yana bir bu yana savrulurken seyretti,gözlerinde gizlemeye çalıştığı yaşlarla.Bundan sonraki yaşamında aklında bu görüntüsüyle kalacak,onu hep bu haliyle hatırlayacaktı genç adam…” Hangi ırktan ,milletten olursa olsun kendini bu vatanın evladı olarak gören insanların yaşadıkları acılar,aşklar,ızdıraplar… Osmanlı’nın son dönemi…çete savaşları,kurtuluş savaşı,yıllarca kardeşlik ,komşuluk içinde yaşamış farklı dinden,farklı milletten oluşan insanların içine bu topraklara göz dikenlerin ektikleri nifak tohumları ile birbirlerine düşman olmuşlar ama bu düşmanlığa rağmen aşklarından,vatanlarından vazgeçmemiş Ermeni kızı Armine ile Türk genci Recai arasındaki sonsuz aşk.., Annesini,babasını,sevdiği adamı,doğamamış oğlunu kaybeden ama vatanını terk etmeyen,sevdiklerine kavuşacağı günü hasretle bekleyerek yaşlanan bir kadının hayatla mücadelesi. Farklı zamanlarda üç kez okudum ve her seferinde gözyaşlarımı tutamadım. “Ben ülkemi seviyorum, Topraklarımı seviyorum, İnsanlarımı seviyorum… Kimseye kırgın değilim, Hepimiz Anadolu’nun çocuklarıyız. Savaş hepimizin savaşıydı. Tanrı bize bir daha böyle savaşlar yaşatmasın Yaşasın Cumhuriyet Yaşasın Gazi Mustafa Kemal…”
Armine
ArmineCaner Tek · Postiga Yayınları · 20106 okunma
Ankara, Kuvayı Milliye'nin merkezi olduğu günlerde küçük bir şehirdi. Yolları dardı. Evleri kerpiçtendi. Şehir ve civarı ağaçsızdı. Her yer toz içindeydi. Meskenlerin büyük çoğunluğunda akarsu ve elektrik yoktu. Taşhan'da tek bir sinema, park, gazino ve "bar" bulunurdu. Kiralar, ateş pahasıydı. Yerli halk, sonradan taşınmış
Sayfa 30 - Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Neden Sonra, uzaklarda çektirilmiş bir resim Gibi kalır aklınızda, gölgesiz, duru, Küçük bir bahçede susar gibi yaparak Karşılıklı gizemlere daldığınız gün. Oktay Rıfat
Sayfa 397Kitabı okudu
436 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu bir şair ayaklanmasıdır!
Sunuş yazısı şu cümlelerle başlıyor: “Bu bir şair ayaklanmasıdır. Şairler ayaklanmış ihtiyaç halinde sığınacağımız şiirler bırakmıştır. Evet, ihtiyaç halinde. Ne zaman göğsümüzü sıkıştıran bir efkâr bassa şiir imdada yetişmiştir.” Türk sosyalist hareketinin önemli tarihlerini ve olaylarını sermesi bakımından kitabın farklı bir tarih çalışması
Şair Ayaklanması
Şair Ayaklanmasıİnönü Alpat · Herdem Kitap · 20222 okunma
Reklam
178 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.