Oğuz Atay
OĞUZ ATAY’A MEKTUP "Sevgili Oğuz Atay, Belirsiz bir zamandan yazıyorum sana bu mektubu. Hangimizin şimdiki zamanı daha kıymetli diye düşünmeden. Bilirim sevmezsin geçmiş zaman güzellemelerini. O yüzden sana biraz gelecek haberleri vermek istedim. (Gelecekten haberler diyecektim utandım, falcılara bile saygı duymak lazım.) Önce
Okuyun arkadaşlar şaşıracaksınız..
Kerim Tekin tankere çarptı. Ajlan Büyükburç traktöre vurdu. Barış Akarsu kamyona girdi. Uzay Heparı motorda gitti. Gökhan Semiz refüjde takla attı. Aylin Urgal uçuruma yuvarlandı. Esengül bariyere saplandı. Belkıs Dilligil köprüde hatalı sollama yapan birinin kurbanı oldu, Sevim Tanürek'e yaya geçidinde asrın liderimizin oğlu patlattı. Geleneksel
Reklam
" Eskişehir'de, şimdi yerine büyük bir okul dikilmiş bahçe içindeki tek katlı beyaz kütüphane, lise sıralarında benim saadeti duyduğum en güzel yerlerden biriydi. Uzak, hayali seyahatlerin, içlerinde Goethe ve Nietzsche de bulunan büyük adamlarin, gazete ve dergilerde sayısız bilgi ve haberlerin, kafamı Nuh'un gemisi gibi doldurduğu ve benim her akşam yeni bir ruhla yüklü, parkta dolaştığım saatleri hiç unutmam. "
Sayfa 18 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
298 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Foyle kesinlikle etkileyici bir karakter tam olarak iyi veya tam olarak kötü diyemiyorsun kesin çizgileri yok içerisinde öfkesi var içinde fakat bir noktada kırılganlığı var. Hatırlayamadığı bir geçmişi öfkesini yönlendirdiği bir gemi sadece bu öfke için yaşıyor gibi ama bir yandanda insanlığın evrimini yansıtıyor bir yandanda insanlığında evrim geçirmesini sağlıyor. Kaplan kaplan'a bakacak olursak güzel bir distopya yaratılmış gerçekçi belkide Jauntlamak haricinde çokta gerçekçi olmayan bir yanı yok gibi geldi bana akış olarak hızlı kendisini okutturmayı başarıyor. Ben kendi adıma sadece sondan biraz rahatsız oldum daha spesifik bir son bekliyordum bu kitaptan daha siyah beyaz belkide yazar bu grilik ile kitapta koruduğu Foyle'nin tam iyi yada tam kötü olmama durumunu kitabın sonuna yansıtıyor. Geri kalanına senin yön vermene izin veriyor sence insanlığın son kararı ne olmuştur diye.
Kaplan! Kaplan!
Kaplan! Kaplan!Alfred Bester · İthaki Yayınları · 20171,405 okunma
Önemli biri olma tutkusu
Tarih, insanların önemli olmak için verdikleri mücadelenin örnekleriyle doludur. George Washington bile “Saygıdeğer Amerika Birleşik Devletleri Başkanı” diye anılmak istemişti. Kolomb kendisine, “Okyanuslar Amirali ve Hindistan Valisi” unvanının verilmesini istiyordu. Kraliçe Catherine üzerinde “Saygıdeğer Majesteleri” yazmayan mektupları açmayı reddediyordu. Bayan Lincoln bir gün Beyaz Saray'da Bayan Grant'e dişi bir kaplan gibi bağırmıştı: “Ben izin vermeden nasıl oturabilirsiniz!”
536 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.