Aynı şekilde bir Alman siyasetçisi çıkıp da "Biz Alamanı, Frank'ı Felemenk'i, Sakson'u, hepimiz biriz, bütünüz diyor mu?
HAYIR.
Ama Türkiye'ye baktığımızda birçok siyasetçi, akademisyen ve yönetici, hemen her konuşmasında "Biz Türk'ü, Laz'ı, Kürt'ü, Çerkez'i, Abaza'sı, Boşnakı, Arap'ı, Pomak'ı, hepimiz biriz, bütü- nüz" diyor. Üstüne de tüy diker gibi "Biz Sünni'si, Alevi'si hep bir bütünüz" diye ekliyor. Biz neden hep bu eziklik içinde ayrımcılığı kendimiz yaparak emperyalizmin çanağına su tutuyoruz?
Hiç düşündük mü?
Oysa Kurucu Liderimiz Atatürk ne demiş: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir."
Bu çok açık değil mi?
Hepimiz yıllarca bize dayatılan "Kürtler veya Aleviler baskı görüyorlar" dayatmasına karşı "Hayır biz Türk, Kürt, Laz, Çer- kez vs. kardeşiz, et ve tırnak gibiyiz" şeklinde bir savunma geliş- tirmek zorunda kalmışız. Neden, hiç düşündük mü?
Bu topraklarda, bu coğrafyada en az bin yıldır tasada ve kıvançta beraber olan, aynı toprağın nimet ve külfetlerini paylaşan, evlilik yapan, Trablusgarp'ta, Balkanlarda, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Galiçya'da, Kut-ül Ammare'de, Milli Mücadele'de, Kore'de ve Kıbrıs'ta omuz omuza müca- dele ederek şehit ve gazi olan insanları etnik veya mezhepsel kimlik olarak bölüp parçalayamazsınız.