KÖYLERDEN kasabalara, kasabalardan şehirlere at
arabaları ile yolcu taşıyan bir arabacı, bir gün ücretlere on altın birden zam yapmış. Yolcular, "Ağam bu
zam çoktur, hangimizin kesesinde bu kadar para var
ki.. .. deyip itiraz etmeleri karşısında da, parmağını yol
üzerindeki sarp yalçın ve mor dağlara uzatarak:
"Şu dağı görüyonuz mu? Benim arabam bu dağ yolundan iki günde ancak geçer. O yolda, kurdu var, ça kalı var, hırsızı var, Şeytan Geçidi var, Ecel Köprüsü
var, insanı pırasa gibi doğrayan eşkiyası var, var oğlu
var. .. Ben eşkiyaya avanta veriyorum habarınız yok!
Parayı çok bulan yörüsün getsin" demiş. İşin aslına bakarsanız, arabacı eşkiya ile ortakmış. Yolculardan topladığı fazla paranın bir kısmını onlara verir, kalanını
ise kesesine atarmış. Eşkiyalar ise, zamq.n zaman ortalığa çıkar korku salarlarmış ki, arabacı fiyatı rahat artı
rabilsin.
Acelesi olan, önemli işleri bulunanlar, arabacıya
yalvar yakar oldular sa da, arabacı dediğinden dönmemiş . Her seferinde, eliyle dağı gösterip, yolcuların gözünü dağlar ile korkutmuş .
•••
Bu deyim, "istenileni yaptırabilmek amacıyla kor-
kutmak, korkutucu eylemde bulunmak" anlamında
kullanılır.