Çocuğum dinle;
Ergin parmakları dündü
kırmak ve öz uçuşuna yönelmek, Yıkanmadan zaman aralıklarıyla,
bölünen aşkını vermemek
bütünü seçmiş olana; dündü.
Dinle susturduğun geceyi.
Silmek ve bilmek artık
Görevin tutmamak arzuyu senin olmayan dokunmalar ve umarsız bakışınla,
Çünkü zaman ben'im, yaralıyım.
Dudağın çocuğum;
bir sabah sesince diri.
Teninin serin dokusu, incecik bileklerin Bırakılmaz mı çocuğum güç olsa da
Benim olgun vaktime?
Nasıl bu kapalı dünya
götürür gelinciği isteğiyle
uzak kalmaya yılgı tehdidinden.
Döndürür sonra yine genişleyen pencerelere
O yüksek ağaca şaşmak için
Sevdiğimizle ürkmek için yüceliğinden.
İzlerken geceyi sesleriyle eksilmenin.
Boğucu değil artık kulak uyarıları
Değil dokunmalar, ışıklar, ürpermeler.
Bildiğimiz için birlikte güçsüzlüğü
Koz paylaşmaya değil paylaşmaya geldiğimizi
Öğretmişti ılık mevsimler ve içtenlikler,
Sürerdi böyle yaşamı gelinciklerin
Cam kırıkları elleri kesmiş olsa da.
Nisan, 82
(…)
Dinle susturduğun geceyi.
Silmek ve bilmek artık
Görevin tutmamak arzuyu senin olmayan dokunmalar ve umarsız bakışınla,
Çünkü zaman ben'im, yaralıyım.
(…)