Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Böylece felsefeci evlilikten, onu evliliğe götürebilecek şeylerden de kaçınır - en iyiye giden yolunda bir engel ve bela olarak evlilik. Şimdiye kadar hangi büyük filozof evlendi ki? Herakleitos, Platon, Descartes, Spinoza, Leibniz, Kant, Schopenhauer - evlenmediler: Üstelik evli olmaları düşünülemez bile! Evli filozof komediye aittir(Aristophanes'in Bulutlar komedyası), savım bu: Kuralı bozan bir Sokrates var - sinsi Sokrates, öyle görünüyor ki, acı mizahla yürüttü evliliğini, bu da savımı destekliyor. Her filozof, kendisine çocuğu olduğu söylendiğinde, Buddha'nın dediğini der: "Rahula doğdu bana, bir pranga vuruldu ayağıma." (Rahula, burada, "bir küçük şeytan" demek).
Temel sosyalist öğretinin gelişmesinde en önemli ve etkili iki kişi, Karl Marx ve Friedrich Engels olmuşlardır.
Reklam
Karl Marx ve Freidrich Engels'in Komünist Manifesto'da işçiler için söylediği şeyler Türkiye'de ki sağcılar ve solcular için bugün geçerli görünüyor: Zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şey yok, lâkin onlar zincirlerini seviyorlar. Asıl kaybetmek istemedikleri şey kendilerini dünya sistemine bağlayan ve onları günden güne daha kimliksiz, kişiliksiz bırakan ve üstelik acı ve ıstırap veren zincirleridir.
Büyük kentlerdeki işçi sınıfı, farklı düzeylerdeki hayat standartlarında yaşıyor. Bu, en iyi durumlarda bir an için tahammül edilir cinsten bir hayattır.
Tabii, hayatın tahammül edilebilirliği ve ücretin yeterliliği işçinin bakış açısına göre değişebilir. En kötü durumlarda, evsiz barksız kalmaktan ölmeye dek giden acı bir yoksulluk vardır.
Rekabet, modern burjuva toplumunda hüküm süren, herkesin herkese karşı verdiği savaşın en kusursuz ifadesidir. Hayat için, var olmak için, her şey için gerektiğinde bir ölüm kalım savaşı haline gelen bu savaş, sadece toplumun farklı sınıfları arasında değil, tek tek üyeleri arasında da verilmektedir. Herkes, bir başkasının yolu üstündedir ve herkes yolunun üstünde duranları kenara itmek ve yerine geçmek peşindedir.
Reklam
İşçilerin fiyatı kendilerine olan taleple doğru orantılıdır.
Ancak en bunalımlı dönemler en kötü hallerde bile bir, iki ya da iki buçuk yıl kadar koşa sürdüğünden bu insanların çoğu krizden sağ çıkarlar. Ama kriz daha sonra da göreceğimiz gibi hastalık gibi nedenler dolayısıyla kendine birçok kurban bulur.
Eğlenmeye ihtiyacı vardır. Katlandığı zahmeti değerlendirmek, bir sonraki günü dayanılır kılmak için bir şeylere ihtiyacı vardır. Bitkindir, kendini iyi hissetmemektedir, bütün tepkileri aşırıdır.
İşçinin okulda göremediği, en azından burjuvazi nezdinde bir kıymeti olan ahlaki eğitimi onu hayatın diğer koşulları da sunmaz. İçinde bulunduğu durum, onu saran ortam, işçiyi sürekli olarak ahlaksızlığa davet eder. Yoksuldur; hayat onu hiçbir şekilde cezbetmez. Hayatın ona sunabileceği hemen her zevkten mahrumdur
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.