Mahir Ünsal Eriş çok duyduğum bir yazar ve bu da benim ondan okuduğum ilk kitap. Son da olmayacak gibi️
"İnsan yalnızdı, çaresizdi. Bitkiler gibi kök verip yüzyıllarca dünyaya tutunamıyor ya da hayvanlar kadar mükemmel koku alamıyor, hızlı koşamıyor, uzakları göremiyor, kanatlanıp uçamıyordu. O yüzden insan insana mecburdu, muhtaçtı işte. Bunu bilmeli, dünya ve insana bunu bilerek bağlanmalıydık."
Merkezinde "insan"ın, gündelik hayatların, kırgınlıkların, kuruntuların kısacası hayatın olduğu sekiz öykü Sarıyaz. Öyküler birbirinden bağımsız gibi görülse de sonu aynı yere(Bir kıyı şehrine) hatta bazen aynı apartmana(Bolnaz Apartmanı) çıkıyor. Ve tabii her öyküyü birleştiren temel şey, önce havanın sarıya kesmesi ve ardından gelen deprem. Depremden dolayı toplanılan yerde öykü kahramanlarımızı buluyoruz. Birini "Sarı"dan, diğerini "Gül Özlem Gül"den, "Sevgi Çağının Sonu"ndan, "Ecevit, Öpücük"ten tanıyoruz. Her öykü çok samimi, çok anlaşılır, hissedilir. Ben en çok şu öyküleri sevdim diye bir cümle kuramayacağım bu sefer, çünkü hepsi güzeldi. İyi ki tanışmışım yazarla