216 syf.
10/10 puan verdi
Sensiz içilen şarap haram Ömer Hayyam!
Ömer Hayyam; İranlı matematikçi,şair,filozof ve astronom; İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusudur. Doğu’da şair kimliğiyle tanınsa da matematik bilgisi ve yeteneği zamanının çok ötesindeydi. Binom açılımını ve bu açılımlardaki katsayıları buldu. ‘’Celali takvimini oluşturdu. Çeşitli bilim dallarıyla ilgili eserler yazdı. En ilginci de,
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,5bin okunma
Gazze'de Katliam Var
“İstersen donat ordunu kancık Onca yetimin ahı peşinde senin artık İnsanmış haklarıymış yalan dolan Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan Sustukça sıra sana da gelir bilesin Günü gelir unutulur ne Basra kalır ne Beyrut Ama tarih hatırlayacak kim masum kim puşt! Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin Sustukça sıra sana da gelir bilesin Kanla karışık yağmurlarla Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden Ölmeyi öğrendim ben Daha yürümeyi öğrenmeden Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken Katil doğmuş baba mesleği!” Gripin & Ferman Akgül - Baba Mesleği
Reklam
687 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
--spoiler içerir-
Suçlar ve cezalar... Var mıdır her türden suçun bir bedeli? İnsanlık var olduğundan bu yana  bir tarafta onlarca, yüzlerce suç eylemleri; bir tarafta ise bunları kimi sebeplerle gerçekleştirenler... Peki kim bu gözü pek eylemciler? Halklar...Belki halkların en küçük köylüleri, dilencileri... Cebinde kalan son kuruşuyla içkiye koşan avare
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,6bin okunma
Kin, acı, ölüm, savaş, sefalet… Sözün bittiği yer.
Aşiret beyleri zaman zaman birbirleriyle kavga ettikleri gibi, bazen birleşerek hükümete karşı isyan ettikleri olurdu.Hükümete asker ve vergi vermezlerdi. Buralarda hüküm süren Kozanoğullarının, İngilizlerin de teşvikiyle bir gün istiklal peşinde koşup kendi başlarına bir hükümet kurmasından bile korkuluyordu. Bu yüzden, kozan ve çevresinin uslandırılmasıyla göçebeliği bırakmalarına karar verilmiş; “Fıkra-i Islahiye” adıyla bir ordu kurulmuştu. Yukarıda adı geçen Cevdet Paşa da bu fırkanın komiserliğine tayin edilmişti. Fıkra-i Islahiye Kumandanı Derviş Paşanın iyi iradesiyle fazla kan dökülmeden aşiretlerin isyanı bastırılmış, bir kısımı başka yere gönderilerek yerleştirilmiştir. (1868) Bu son olaydan sonra, derebeylerin nüfuzu kalmadı. Bu arada Dadaloğlu’nun aşireti Avşarlar da Sivas’ın Aziziye İlçesinin Sindel Köyüne yerleştirildi. Bu son dövüşün acılarını Dadaloğlu, içli sazını tellerinde dile getirmiştir. Türkülerinde onun hayalini görür gibi oluruz. Bir elinde sazı, bir elinde tüfeği, tepeden koşarak aşiret ellerini savaşa teşvik ederken Osmanlıya hıncını haykırır: Kaypak Osmanlılar size aman mı Biraz sonra: Şahtan ferman, Türkmen göçünce Daha da Osmanlıya aman mı!
Şunu gördüm ki; vezirler ve devlet büyükleri kendilerinin methedilmelerinden hoşlanıyorlar. Bundan ayrı bir gurura kapılıyorlar. Hatta bazen iltifatlara çok önem veriyorlar. İltifat sahiplerine devletin kesesinden bolca bağış yapıyorlar. Bazen bile bile yalan söyleyen insanlara karşı cömert oluyorlar. Şaka yapanlara, hoş sözler söyleyenlere çok iyi davranıyorlardı. Boşboğazlara özel ilgi gösterirlerdi.
Güneş ata binmiş bir süvaridir Zamanın ve mekânın peşinde koşan.
Reklam
618 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
#karanlıksarmal  #aslıhandoğa Merhaba sevgili kitap dostlarım, günlerce elimden bırakamadığım, merakla, soluksuz okuyup, çokça sevdiğim  "Karanlık Sarmal" kitabı ile sizlerleyim. "Srebrenitsa Soykırımında hayatını kaybedenlere adanmıştır. Hiçbiri unutulmadı... Unutulmayacak..." İstanbul'da zamanın adı 22.15 iken, Bosna'da zamanın adı 21.15'ti. Biri, İstanbul sınırları içinde ancak şehir merkezinden oldukça uzak, aylardır hapsedildiği evde, acı dolu feryatlar ile tek başına doğururken, bir diğeri ; Bosna Hersek'te bir ormanda, dişlerinin arasına sıkıştırdığı bir ağaç dalını sesi çıkmasın diye ısırırken, acı dolu feryatlarını içine gömerek tek başına doğuruyordu. İstanbul'da zamanın adı ;22.23 olmuştu. Bosna'da zamanın adı ; 21.23 olmuştu. Zamanların ismi farklı olsa da o gün farklı yerlerde iki çocuk aynı anda dünyaya geldi. O iki çocuk, zamanın farklı telaffuz edildiği iki ayrı yerde; yaşayacakları acı dolu, çetin hayatlarına aynı anda merhaba demişlerdi. Biri ; kin, nefret, intikam ve kötülerin dünyasında karanlığın içinde büyüyüp Azrail oldu. Diğeri ; henüz merhametini yitirmemiş bir yürekte sevilerek büyütüldü ama içine doğduğu şartları hiç unutmadan, alacağı intikamı bekleyerek Hayalet oldu. Hayalet 'i büyüten Hades tüm gerçeği öğrendiğinde neler olacaktı kimbilir. Kaderin akıl almaz yollarında bir araya gelen bu üçlünün birbirinden öğreneceği çok şey var daha. Ve imkansızın peşinde son darbe çok ağır olacak. Hades artık Ferman olabilirdi... Muhteşem bir kurgu, şahane bir hikâye, efsane bir kitap. Ve devamı gelecek. Merakla bekliyorum.
Karanlık Sarmal- Özel Baskı
Karanlık Sarmal- Özel BaskıAslıhan Doğa · Theseus Yayınevi · 202341 okunma
geceler boyu uykusuz ve yapayalnızım bir serabın peşinde sürükleniyorum
64 syf.
7/10 puan verdi
Evliya Çelebi Mecaraları / Ferman Peşinde
Evliya Çelebi Mecaraları / Ferman Peşinde
İsmail Bilgin
İsmail Bilgin
Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi, hem dünyayı geziyor, hem de bizi gezdiriyor. Asya-Afrika-Avrupa kıtalarını dolaştırıyor. Bazen çöllerde, bazen piramitlerde, bazen de engin denizlerde onu görüyoruz. Yaşadığı çağda, teknolojik olarak üstün bir dünya devletinin gezgini sıfatıyla, onu bazen ipek böcekçiliği ile uğraşırken, bazen de ilk uçan Türk Hazerfen Ahmet Çelebi ile birlikte görebilirsiniz.
Evliya Çelebi Mecaraları / Ferman Peşinde
Evliya Çelebi Mecaraları / Ferman Peşindeİsmail Bilgin · Damla Yayınevi · 20044 okunma
O zaman şunu anladım ki devlet katındaki vezirleri öğmek için abartma ve yalan söylerseniz bile anlayışla karşılanıyormuş. Hatta hoşlarına bile gidiyormuş...
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.