İsrail devleti ile Savunma Sanayi Antlaşması’nın imza evresinde RP ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında gerilim yaşanmıştır. Ordu nazarında büyük önem arz eden anlaşmaya, daha muhalefetteyken İsrail ile bağların kesileceğini beyan eden RP karşı çıkmıştır. RP’li Devlet Bakanı Abdullah Gül, “İsrail ile anlaşmanın gerçekleşmeyeceğini” ifade etmiştir. Bu açıklamadan sonra MGK Genel Sekreteri Orgeneral Orhan Kılıç aracılığıyla askerin istek ve beklentileri Bakanlar Kurulu’na bildirilmiştir. Ordu bu konudaki hassasiyetini göstermek maksadıyla 8 Ağustos günü Erbakan’a bir brifing vermiş, bunun üzerine Başbakan, kerhen de olsa, anlaşmayı kabullenmiştir.
NÂZIM HIKMET Nâzım Hikmet, aşkları ve sevgilileriyle sık sık gündeme gelir. Aşk ve kadın konusu, Nâzım Hikmet'in hayatı; en az, şiiri kadar dikkat çeker, konuşulur, tartışılır. İlk aşkı, Sultan Hamid devrinin ünlü valilerinden birisinin kızı olan Sabiha'dır. "Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki Ömrümü bir yudumda ellerinden
Reklam
Gül dikeni batınca Ay bulutta batınca Gece yalnız yatınca Boyun eğer kadere Kimse bilmez içini Neden, nasıl, niçin`i Tutup yolar saçını Boyun eğer kadere..
Gül nazdadır bülbül zar eder hani Şu koca dünyayı dar eder hani Bülbül ölür gülü har eder hani Dermana lüzum yok dert etme beni
hayatın sillesi ağırdır ama sen yine de iyi bak kendine
ben artık çabalamayı bıraktım muhittin abi. inceldiği yerden mi kopar en sağlam yerinden mi kırılır inan hiç önemi yok. hem zaten ne için savaştım bunca yıl, ne kazandım şu kesiklerden başka. annen üzülür, sus. baban devrilir, dik dur. arkadaşın ağlıyor bak, belli etme. kardeşin duymasın, kapat kulaklarını. şunun ihtiyacı var, koş. bak şu düşmüş, kaldır. sormasınlar, gül. zaten anlatamazsın, diline ket vur. bir kere sızlandıysam nâmerdim ama artık yoruldum abi, bana da yazık. hani taştan duvar olsam eyvallah diyeceğim yıkım toplarına. halletmek için canımı dişime taktığım ne varsa bin ilmek oldu boğazıma. kendimden eksilte eksilte topladığım her şey dağıldı kırk yerinden. taş çatladı, dağ yıkıldı da ben bir kere bile devrilemedim. yangına evrildim, meziyetten sayılırsa. yaşıyorum, eyvallah. gülüyorum, ne güzel. ara sıra mutluyum, ne âlâ. iyiyim, tamam. geçer yine, atlatırım aslanlar gibi. ama bir şeyler eksik, hevesim yok gibi ya da sebebim kalmadı mücadele etmeye. anlıyorsun değil mi demek istediğimi. hani seviyorum, seviliyorum tamam ama yeterli değil. zaten açtırdığım çiçekleri solduran da onlar değil miydi. neyse işte, bıraktım artık her şeyi. dünya mı batıyor, batsın. bahçeler mi kuruyor, kurusun. gidiyorlar mı, gitsinler. yıkılan yıkılsın, kanayan kanasın, batan batsın ne yapayım. kötü mü belleyecekler, bellesinler. isterse kıyamet kopsun, kaç yazar bundan sonra. kendimde kendime kadar bile kalmamışken yüzdün yüzdün kuyruğuna geldin deme şimdi bana, kalmadı nefes almaya mecâlim. gardımı indirdim, bitti savaş. yani demem o ki abi; hayatın sillesi ağırdır ama sen yine de iyi bak kendine.
Cumhuriyet tarihinin ilk partisinin 16 Haziran 1923'te Nezihe Muhittin başkanlığında kurulan Kadınlar Halk Fırkası olması ve bu partinin kuruluşunun Mustafa Kemal başkanlığındaki hükümet tarafından yakında kurulacak olan Cumhuriyet Halk Fırkası'na yönelik ilgiyi azaltacağı gerekçesiyle onaylanmamış olması en çarpıcı (ve tarihten tamamen silinmiş) tarihsel olgulardan birisidir (KHF için bkz.Toprak 1988 ve Tuncay 1989). Bunun üzerine, parti kuramayan kadınlar 7 Şubat 1924'te yine Nezihe Muhittin'in başkanlığını yaptığı Türk Kadınlar Birliği'ni kurmuşlardır (Toska 1998: 84) ve 1925 seçimlerinden başlamak üzere kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi için azimli bir mücadele başlatmışlardı. 1935 yılında Türkiye'de bir feminizm kongresine evsahipliği yapan Türk Kadınlar Birliği, artık görevini tamamladığı gerekçesiyle kapanmış, kapatılmıştır.
Sayfa 22
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.