Bayramda hatıra gelir ne hoş anılar ki:
Bin ömre verilmez, değeri o kadar ağırdır.
Bayramın bana daima görünür şerefli levhası:
Çocukluğumun geçmişinin gülümseyen anısı.
Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!
Bayramda güler çehre-i mâ'sûm-i sabâvet,
Ümmîd çocuk sûret-i sâfında ıyandır
Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda;
Her dîdede bir rûh demâdem cevelândır.
sunu
bedenini bir dünya haritası gibi dizlerime
serip de, yollar aradım yürümek için
içime çekmek için hava, koklamak için çiçek
ve bir kadın, yaşamı benimle bölüşecek
Öykü seven değerli okuyucular için, bir zamanlar yazmış olduğum öykümü bugün paylaşıyorum. Okuyunuz...
Öğle arası sakinliği hala üzerimde dururken kahvemi keyifle yudumluyordum. İşimin en önemli parçasından birisi de bu güzel kahve alışkanlığımdı. Çalışmalarım sırasında bu şeyi içmekten büyük bir mutluluk duyuyordum ve gün içerisinde
Okuduğum en samimi ve akıcı anı kitaplarından biriydi. Türkiye’nin yakın tarihine tanık olmuş güçlü bir kalemin elinden çok güzel anılar yer alıyor kitapta. Ayrıca çok sayıda olay ve kişinin pek bilinmeyeni de ilginizi çekecek.
Çalınmış Bir Mahşer İçin Ahval
sefil bitler hala uzayın boşluğunda yaşıyor ve içimde bir abdal ağlarken ufuklar
caddesinde ufuksuz adam,sesine bir küfür katmış sokaklara saçıyor... arada
üşümüş gözlerle,pörsümüş göğüslere bakıyor;üşümüş gözler üşüyo,üşümeye
bakıyo...
için içimde gerilen hayat ,turuncu laleler ve ıssız insanlık,artık sıcak