Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
245 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Çok önemli bir serinin ilk kitabı. Seri önemli anları detay detay aldığı için genel manada belki De okurken sıkılan olur. Fakat insan kendi tarihini okurken sıkılır mı, bilemedim. Fakat bu seri daha özet halinde belki birazda fotoğraf ile ilkokul seviyesinden itibaren genişleterek bir sunum yapılır ise genç nesile katkısı büyük olur. Eser, Milli Mücadele döneminin ne zorluklar ve ne akıl oyunları ile başladığını anlatır bize. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları milyar dolarlar ile bu yola çıkmadılar. Bir kısmı kaçak Anadolu'ya geldi bir kısmı Malta Sürgününden geldi. Onları yoran düşman değil dost sandıkları İdi. Öyle anlarda öyle kahramanlar çıkmış ki iste bu kitap bunun başlangıcı......
Erzurum Kongresi
Erzurum KongresiMahmut Goloğlu · Türkiye İş Bankası Yayınları · 200850 okunma
Mustafa Suphi'nin eşi* Trabzon'da alıkonulduğuna göre 14 kişi Kâhya tarafından denizde imha edildi. 24.10.1967 Eski Trabzon ve Yalova Noteri Salih Çağatay (Mahmut Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, 1921-1922, Ankara, 1971, Başnur Matbaası, s. 396)
Sayfa 108 - *Maria Suphi
Reklam
Dahiliye Nâzırı Damat Şerif Paşa, Sivas valiliğine yaptığı bir tebliğ ile, gazetelerde “Kahrolsun işgal!” tarzında yazılar çıkmasının hükümet siyasetine aykırı olduğunu bildirdi. Konunun özü şu idi: İngilizlerin Samsun ve Merzifon’u boşaltmaları üzerine Sivaslılar 4–5 Ekim gecesi şehirde büyük bir fener alayı yapmışlar ve “Kahrolsun işgal” diye bağırmışlardı. Milli mücadelecilerin sözcülüğünü yapan İrade-i Milliye gazetesi de bu olayı ve sözü aynen yayımlamıştı. İşte, dahiliye nazırı buna değiniyordu. Mustafa Kemal Paşa, 13 Ekim’de, durumdan Cemal Paşa’yı haberdar ederek, vatanın bir parçasının boşaltılması üzerine milletin bu şekilde hattâ daha da coşkunlukla duygularını ortaya koymasının tabii olduğunu, hükümetin de işgalleri protesto etmesi gerektiği halde Dahiliye Nazırının bu gösterileri hükümetin siyasetine aykırı bulmasının anlaşılamadığını bildirdi ve hükümetin siyasetinde henüz bilinmeyen taraflar varsa aydınlatılmasını rica etti. Cemal Paşa verdiği cevapta, hükümet siyasetinin Heyet-i Temsiliye tarafından bilinmeyen hiçbir yönü bulunmadığını, haksız ve lüzumsuz işgallere karşı resmi ve gayri resmi teşebbüslerde bulunulduğunu, milletin duygularını açıklamasının hükümet açısından olumlu ve destekleyici olduğunu ve fakat Barış Konferansı’nda yabancıların dostluğuna da muhtaç olduğumuzdan ihtiyatlı hareketle onları darıltmamak gerektiğini açıkladı. (Nutuk: 236, Vesika: 153, 154)
Sayfa 194 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
General Harbord, yemekten sonra, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mensupları ile görüştü, halkla temas etti. Erzurum’da Ermenilerin mi, Türklerin mi daha çok olduğunu sordu. Herkes bir başka yönden buranın bir Türk ülkesi olduğunu anlatmaya çalışırken Belediye Başkanı Zâkir Bey birden söze karıştı, bir pencereden uzaklarda görünen bütün büyük mezarlıkları göstererek bunların Türklere ait olduğunu, duvarla çevrili ufak bir mezarlığın da Ermenilere ait bulunduğunu söyledi ve “Şimdi anladınız mı?..” diye sordu, “Ermeniler ölülerini yemediler ya... Erzurum, dirisi ile, ölüsü ile Türktür!” dedi. General Harbord birkaç gün sonra Erzurum’dan ayrılacak ve ABD Senatosu’na verdiği raporunda, “Karadeniz’den İran’a kadar uzanan Türk topraklarını gezdik. Fakat Ermeni iddialarını doğrulayacak hiçbir şey bulamadık. ... Milliyetçi hareketin amacı Türklüğün şerefini kurtarmaktır” diyecektir.
Sayfa 174 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
General Harbord – Bazı kişilerin intihar ettiklerini biliyoruz, şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız? Mustafa Kemal Paşa – İçinde bulunduğumuz durumda yapmak istediğimiz şey ne askerlik açısından, ne de başka bir açıdan izah edilemez. Fakat, her şeye rağmen, yurdumuzu kurtarmak, özgür ve uygar bir Türk Devleti kurmak, insanca yaşayabilmek için bunu yapacağız. General Harbord – Başaramazsanız ne olacak? Mustafa Kemal Paşa – Şerefsiz bir ölüme katlanmaktansa dövüşerek ölmeyi tercih edeceğiz. General Harbord – Sizin durumunuzda olsaydık biz de aynı şeyi yapardık. (Nutuk: 172; L. Kinross, Atatürk: 297)
Sayfa 173 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Kastamonulular, Şeyh Ziyaeddin Efendi (başkan), eski mebuslardan Hoca Şükrü Efendi (ikinci başkan), Fazlıoğlu Besim, Yusuf Ziya, Hacı Mümin, Yavukçuoğlu Ahmet, Akdoğanlıoğlu Mehmet Ali, Dr. Ali, Üsteğmen Şevket ve Remzi Efendilerin yöneticiliğinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Kastamonu şubesini kurdukları gibi milli mücadele yolunda yeni ve çok önemli bir hamle daha yaparak Mevlevi şeyhi Âmil Çelebi’nin eşinin başkanlığında Müdafaa-i Hukuk Hanımlar Cemiyeti’ni de kurdular ve Heyet-i Temsiliye’nin çektiği para sıkıntısına yardımcı olmakta büyük başarı gösterdiler. Cide ilçesi gönderdiği 52 lira ile ilk yardımda bulunma şerefini ve Mustafa Kemal Paşa’nın da teşekkür ve takdirlerini kazandı.
Sayfa 165 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HAMSİ
Verir Lokman ile Hızır’ın hayatından eser Hamsi Davayı Aristotalisden Aristodan haber Hamsi.
Hasan Ali Yücel
…1895 de Trabzonlu Telgraf ve Posta Nazırı Hasan Ali Efendi öldü. O zaman Trabzona bağlı Görelenin din bilginlerinden Ömer Efendinin oğlu olan Hasan Ali Efendi zamanının tanınmış bir bilgini ve devlet adamı idi. P.T.T Müfettişi Ali Rıza Efendinin ve Cumhuriyet dönemi Milli Eğitim Bakanlarından Hasan Ali Yücel’in dedesidir.
Vali Kadri Bey
… Halk dilindeki söylentilere göre Vali Kadri Beyin oldukça değişik ve ilginç bir kişiliği vardı. Mesela manzum şekilde yazılmış bir dilekçeye o da manzum karşılık vermiştir. Yazılı başvurularına cevap alamayan birinin Valiye gidip dilekçesini ezberinden okuması üzerine, adamı ters çevirip ceketinin arkasına tebeşirle “Kaleme” diye yazıp havale etmiştir.
490 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.