Her acı yeni bir değişim.
Her değişim yeni bir umut.
Çünkü bir şeylerin düzeleceğini umut etmeyen değişmez, değiştirmez.
Acı yoksa değişim yok.
Değişim yoksa umut yok.
Çünkü kimse, işler yolunda gittiğinde bir şeyleri değiştirmek istemez.
Çok acı çekmek insanı umutsuzluğa, az çekmek ise şımarıklığa sebep olur.
Kimine göre acı, güçlendiren bir şey, kimine göre pişiren, kimine göre uzaklaşılması gereken bir şey.
Öyle ya da böyle acıdan kaçabilen bir insan yok. Onu azaltabilir ama kurtulamaz. Bazen katalizör etkisi yapar bazen depresyona sürükler.
Bana kalırsa acı çekip çekmemek üzerinde tercih yapılabilecek bir şey olmadığı için sadece acıyı nasıl karşılamamız gerekiyor, buna odaklanmamız lazım.
Bana göre bazı acılar şımarıklığı önleyen bir silah, bazı acılar içinden dersler çıkartabileceğin bir öğretmen, bazı acılar seni amacını kamçılayan bir motivasyon kaynağı, bazı acılar ise uzaklaş bildiğin kadar uzaklaşmak gereken bir gulyabani. Hangi acıya nasıl davranılması gerektiği için ise deneyim ve bilginin rehberliğinde karar vermek gerek.