Alişan Satılmış
Kitap burada burada hikaye, öykü kitabı olarak eklenmiş ama kitap 112 sayfalık bir şiir kitabı yani kitabın türü şiirdir. Bu yazarın okuduğum üçüncü şiir kitabı okudum ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu kitap yazarın okuduğum diğer iki şiir kitabına nazaran daha az beğendim... Kitabın tamamı serbest nazım ile yazılan şiirlerden oluşuyordu, şiirlerin bir kısmı kişisel görüşler vs. idi bu şiirlerin dışında kalanlar ise duygusal yani hasret ve aşk şiirleri gibiydi ve bu temayı taşıyan şiirleri diğer şiirlere göre nispeten daha çok beğendiğimi söyleyebilirim... Ama benim için veya daha doğrusu benim düşünceme göre bu kitap 5/10 puan eder...
Kendini hiçe saymaktır. "Benim ol" diye başlayan cümlelerini öbek öbek yutmaktır. Karşılıksız sevmekten hasretler çıkarmaktır.
Ve Hasret Aşkın ana dilidir. Hep karşı kıyıda kalmak, yine de kadere isyan etmemektir karşılıksız sevmek. Sevdiğinin gözlerine her sabah sandalla açılmak, dümeni unutmak, kürekleri denize atmak, o gözlerin başkasına baktığını bilmek, yine de o gözler için her sabaha yeniden ummana açılmaktır...
Zaten zaman denen dalga, vuracaktır seni kendi kıyısızlığına.
Beklemeye de alışıyor insan... Toprağın suyu beklediği gibi, yağmurun bulutu, gecenin güneşi beklediği gibi. Biraz sabırla, biraz hasretle... Toprağın suya kanınca çoraklığı unuttuğu gibi, acılarında bağladığı kabuk yerini taze verire bırakır belki... Özlemler parçalayıcı, yırtılma diner... Beklemeyle geçen yıllar unutulmasa da anılınca gözlerde minnet, yüreklerde şükürler belirir belki... Yahut da hiçbir şey değişmeden, öylece kaldığı yerden devam eder. Yalnızlığa alışkın ömürler, saklanamaz. Beklemeye meftun gözler hep uzaklarda... Yakına düşmez bakışlar.
Kimi gönülden hasret için yaratılmıştır...
Kardelen /✍🏻Hayrullah Paşalıoğlu
Bu bendeki bir dert ki, anlatamam kimseye
Kulak verip de beni dinler misin kardelen?
Sardı tüm benliğimi, mecalim yok gülmeye
Sende benle ağlayıp, inler misin kardelen?
Mis gibi sıla kokan eş, dost mektuplarında
Taze güller yeşerir eski anılarında
Hatıralarla dolu gurbet akşamlarında
Hasret denen türküyü söyler
İçimde bastırılmış isyanlar, susturmakta güçlük çekiyorum çığlıklar, yüreğimde hasret, dilimde zehir, sinemde ateş...
Onun bir kelime öfkesi bana, onun gün sürgünü, onun yer zindanı...
Anne olma hayali ile yandığım ikinci yılım. İnsan neyi çok isterse onunla imtihan olurmuş ya kalbimde kocaman bir boşluk ve dindirilmeye muhtaç bir hasret...
Minik eller ve ayaklar ile cennet kokusu bana daha ne kadar uzak bilemiyorum ama bildiğim tek şey içimde fırtınalar koparken dimdik ayakta kalmak zorunda olduğumdur.