Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
EY GECE UZA!..
Üstad Mahmud Şakir, yine bir sohbette, sözlerine, âna ve mekâna muvafık edebî birkaç cümle ile nihayet vermek istedi. Ecdâd derki, diye söze başladı: "Yâ leyl tul, yâ nevm zul, / Yâ subh kıf, yâ tabl ul..." Ey gece uza ki, sohbetimiz devam etsin, / Ey uyku, gözümüzden silin ki, uykumuz gelmesin. / Ey tanyeri, sen de ağarma şafak atmasın ki daha gündüze çok var, / Ve ey darbuka sen coş..."
Sayfa 312 - 313 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Üstad Mahmud Şakir-, Geceye Şiir, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ZİLLETE ALIŞMIŞ...
Üstad Mahmud Şakir'inde bulunduğu mutad edebî toplantılardan birinde, hiç unutmam Abbasîler devrinin en büyük şairlerinden olan Ebu't-Tayyib el-mütenebbî'nin "Divân"ı okunuyordu. Şairin şu muhteşem beyiti okundu: "Men yehün yüshilü'l-hevânu aleyhi / Mâ li-curhin bi-meyyitin îlâmu..." Zelil olan kimseye zillet kolay gelir. Ölmüş bir insanın aldığı darbelerden acı duymaması gibi...
Sayfa 310 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Üstad Mahmud Şakir-, Büyük Edipler, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Üstelik her şey hatıralar gibi kopuk kopuktu.
DÂVA ADAMININ ÖZEL HAYATI OLAMAZ!..
Hasanü'l Benna gibi dâvâ adamlarının, hâlleri, tavırları ve yaşayışları; sözlerinden daha tesirli olur. Bu insanlar her ânlarını, günün 24 saatini, Müslümanca yaşarlar. Ben, Hasanü'l Benna, M. Sabri efendi, Zâhid Kevserî, Yozgatlı İhsan Efendi gibi zâtlarda bu hâli gördüm. Ne yazık ki, İslâm dâvâsına önder olduğu söylene bazı meşhur kimselerin, şahsi davranışlarında, siyasî ve ticarî hayatlarında, yakışıksız hâller görülebiliyor... "Canım, bu onun özel hayatıdır, karışmayalım!" denilemez. Çünkü dâvâ adına öne çıkmış adamların, özel hayatları olamaz... Özel hayatını keyfine göre yaşamak isteyenler, İslâm adına öne çıkmazlar, çıkamazlar, çıkmamalıdırlar...
Sayfa 294 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Hasanü'l-Benna-, Dâvâ Adamının Özel Hayatı Olmaz, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
KAZIN AYAĞI DEĞİL, KAZA AYAĞI!..
Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi bir vesile ile anlatmıştı: - "Zahid Efendi'nin Düzce'de bir ahbabı varmış. Kazın ayağı değil de, kaza ayağı dermiş. Evet kaza ayağı öyle değil, düşmanı hafife almamak lâzım. İslâm düşmanları çok derinlerdedir, her yerde kolları vardır..."
Sayfa 279 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Hasanü'l-Benna-, Düşman Çok Derindedir, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
"Günler geçtikçe sadece kötü hatıralar artıyor."
Reklam
İSLÂM KARDEŞLİĞİ...
Hasanü'l Benna, daima etrafındaki insanlara "ahî", kardeşim derdi. Binlerce gençlik arasında en çok iltifât ettiği, Türk, Afganlı, Pakistanlı, Endonezyalı gençlerdi. Hatta Araplar arasında da, Mısırlı olmayan, Sudanlı, Moritanyalı, Cezayirli, Faslı gençlere iltifâtı daha fazla idi. Hâli, tavrı ve sohbetlerinin esası olan İslâm kardeşliği üzerineydi...
Sayfa 255 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Hasanü'l-Benna-, Kardeş, Daima Kardeş, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
HASANÜ'L-BENNA: GÖNÜL AVCISI...
Gönül avcısı Hasanü'l-Benna, İhvan'ı, dört esas, şiar üstüne bina etmişti: - "Gayemiz Allah'tır... Liderimiz, önderimiz, başbuğumuz Muhammed Mustafa'dır. O'nun peşindeyiz; nereye giderse, oraya gideriz... Anayasamız Kur'ân'dır. O ne emrederse, onu yapar, neyi nehyederse ondan kaçınırız... Yolumuz cihaddır. Dâvâmızı yaşatmak, Müslümanların maddî, mânevî varlığını, benliğini korumak için mücadele ederiz... En büyük emelimiz Allah yolunda şehid olmaktır..." Arapçası şöyledir: Allâhu gâyetunâ, ve'r-Resûlü zaîmunâ, ve'l-Kur'ânu düstûrunâ ve'l-cihâdu sebîlunâ, ve'l-mevtu fî sebîlillâh esnâ emânîninâ...
Sayfa 254 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Hasanü'l-Benna-, İhvan'ın Dört Esası, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Birbirlerini çoktan beri, daha doğmadan önce tanıyorlardı sanki; ama bir taraftan da geçmiş günlere ait bütün hatıralar hafızalarından silinmişti; zamansız, ebedi bir "şimdi" içinde yaşıyor gibiydiler.
Ellerin değmişçesine kan kırmızı güllerin Nereden geçsem bellidir oradan geçtiğin Kanadı kırılmış bir kuş emsali hallerin Nerede kaybolsam bellidir ordan geçtiğin Şimalden sorarım ben sana giden yolu maviden yeşile akan o güzel şalı Gözlerinden istanbul izliyorum, hayli nerde görsem umudu bellidir ordan geçtiğin orkide kokusu beyaz bulutlar ve ellerin dokunduğun yerde biter kan kırmızı güllerin hiç çıkmaz aklımdan ömür gözlerin nerde görsem sevdayı bellidir ordan geçtiğin Aklımı nerde bıraktım ahh hep sende bir hata bin bedel bıraktı ölüm sessizliğinde eski hatıralar dolaştı durdu sensizliğinde nerde gördümse seni işte ben hala o yerdeyim...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.