Ölümü anlamak için bize doğrudan dokunmasına gerek yoktur. Okuduğunuz bir kitaba dokunur ölüm, sayfaları toza döner. Sevgiliden hatıra kalan bir unutmabeni çizeceğine dokunur ölün. Yaprakları solar, kararır, en sonunda dökülür, toz olur. Babanıza dokunur ölüm. Saçları beyazlaşacak kadar uzun yaşamışsa şanslı olduğunuzu bile düşünürsünüz. Lakin üzerine atılan toprağın başında gülen yüzünü tekrar göremeyeceğini, kızsa bile sesini tekrar duyamayacağınızı, başarısızlık ya da başarı anlarında duruma uygun sırtınızı okşayışını tekrar hissedemeyeceğinizi anladığınızda ölüm sizi ellerini sürmeden dokunmuş olur.
Sayfa 318 - Perseus Yayınları