Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BAZI KİŞİSEL DURUMLAR
Birler kümesinin sakinisin ey kalbim Kapanan dükkan gibisin cenaze nedeniyle Yalnız sana mı küskün bu bahçenin ecesi Fısıldanan şeylersin bir insandan insana Kesilen bir canlının çıkardığı o sesi Anne yapmışlar sana. Huzur denilen o mübarek kumaşın İhtiyacım var her santimine Gel diyorsun, çıkalım caddelere Bir boy ver, gelirim, derin değilse ...
Dudaklarında hep o garip, insanda bir ömrün üzerine vurulmuş kilit hissini bırakan tebessüm vardı....
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Ben yükümün derecesine yükselebilirim. Yükselemezsem altında ezilmeye razıyım.
Sayfa 378Kitabı okudu
Sonra o yaşama iptilan, ölçülü merhametin, küçük ızdırapların, ümitlerin, o kaçışlar, tapınmalar…
Sayfa 378Kitabı okudu
Ne hayat ne eşya bütün değildir. Bütünlük insan kafasının vehmidir.
Sayfa 373Kitabı okudu
Olur Öyle
Ben ki o kadar düşünürüm. Düşüncem, yorgunluğu yüzünden bir türlü yatağına giremeyip odasında sabaha kadar dolaşan adama benzer. Neden şimdi hiçbir şey düşünemiyorum?
Sayfa 370Kitabı okudu
Reklam
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”
Sayfa 367Kitabı okudu
Fakat tabiatta ne hep ne hiç vardı. Hep veya hiç beraber oldukları zaman, insan kafasının o terazi mükemmeliyetinin bir sakatlığı oluyordu. Bu harikulade cihaz kendi mükemmeliyetinde şaşırınca bu muadele çıkardı.
Sayfa 364Kitabı okudu
Her şeyin bir fiyatı vardır. Size huzur verdim diyenler bizden ne aldıklarını da söylesinler. Onların sahte huzurlarıyla avunmadığımızı, çanak yalamaktan hoşnut olmayacağımızı ve surat asmak hakkımız dediğimizi bilsinler.
Fakat bir medeniyet krizini yenmek, onun arızaları içinde şuurunu muhafaza etmek, ona karşı gelmeye çalışırken dümeni ellerinden kaçırmamak, bir selde sürüklenmemek, bir tayfunda boğulmamak, bir yıldız müsademesinde toz hâline gelmemek kadar güç...
Sayfa 360Kitabı okudu
Reklam
Son ümit nedir, bilir misiniz? Çok defa son ümit, temennilerimizin imkânsızlığa akseden çehresidir!
Sayfa 359Kitabı okudu
Ne altında geçici bir huzur bulunabilecek bir gölge, ne kıyısında serinlenecek bir suyun var! Katı yürekli toprak! Bir gün cesedim bir daha kalkmamak üzere üstüne düştüğü vakit, kim bilir, beni bağrına ne vahşi bir huşunetle bastıracaksın.
Sayfa 149Kitabı okudu
Şu dünyada etrafımızdaki şeylere ne kadar az sahip olabiliyoruz....
Sayfa 350Kitabı okudu
Tabiatın ölümü başka idi. O kozmik zamanı kendi içinde duymak, onun dağıtıcı pervanesi uzviyetinde ve ruhunda döndükçe, evvela hatıraları ve hafızayı, sonra duyumları ve duyuları perde perde kaybetmek, sonsuz boşlukta bu pervanenin hızına göre birbirinden uzaklaşan bir yığın zerreye dağılmak, işte tabiattaki ölüm.
Sayfa 349Kitabı okudu
Çünkü ölüm aslında pahalı bir şeydi. Fakat bazen ucuzlar, herkesin olurdu.
Sayfa 349Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.