Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erkek toprak ile suyun karışımıydı. O halde niçin kadın da çiyden ,dumandan, ışık huzmesinden, gökkuşağından geriye kalmış parçacıklardan oluşmuş olmasındı ki ? Neyin mümkün olup olmadığını kim bilebilirdi?
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse... Ey sen
Reklam
·
Puan vermedi
''Cahilliği yok edecek ilaç bilim değil mi? Evet, bilim.İşte o da kitapların içindedir.Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz.Karanlığı okuyup öğrenmekle,kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz.'' ''Biz bu örümcekli kafadan nasıl kurtulacağız.Kadını erkeğin arkasına atan,onunla bir mecliste oturamayan,bir çatı altında kadın
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,8bin okunma
Kapı
Bugünlerde bahar indi Çukurovanın düzüne Donandı ağaçlar Donandı dünya Donandı yeşilinden alından Sarısından Donandı delicesine Bir ışık fışkırır topraktan yağmur gibi
Sayfa 59 - Yapı Kredi Yayınları
Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha Sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla; Geçmiş günlerimiz ise nice sersemlere ışık tutmuş Ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce Sön, cılız kandil, sön! Shakespeare
Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi ter damlalarıyla alnında... barış budur işte. Evrenin yüzündeki yara izleri
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
Bu yok oluş, bazen ölmeden de olabiliyor. İnsan, yaşarken yaşadığına dair hiçbir belirgin iz bırakmadan, herhangi bir şeye karşı bir refleks geliştirmeden; gökyüzünü, çiçek kokularını, kuşların şarkılarını görmeden ve işitmeden, yıldızları bile fark etmeden, yağmurda ıslanmadan, yaşamıyor gibi yaşıyor olabiliyor. Bize dair şeylerimiz azaldıkça veya yok olmaya başladıkça, bilin ki biz de azalıyoruz ve sessizce yok oluyoruz. İdrakin de ölümüdür aslında bu. Sonra uzanıyoruz yatağımıza veya toprak altına. Ya karanlıkları örtüyoruz üzerimize ya da sığınıyoruz ışık almaz toprağın kara bağrına.
560 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
“Gecit düsecek Zamanın geldiğini biri kan, Diğeri ışık olan iki insan kraliçenin doğumuyla anlayacaksınız. İki kraliçe yükselecek. Yedinin gücünü taşıyacaklar, Kaderinizi ellerinde tutacaklar.” Celdaria ülkesinin de içinde bulunduğu diyarın kadim kehaneti böyle diyordu. Kendisi gibi küçük krallıklarla komşu olan ülke, Kral Bastien ve
Öfkelidoğan
ÖfkelidoğanClaire Legrand · Salon Yayınları · 2018171 okunma
Sonraları
benim de ölümüm gelip çatacak bir gün ışık dalgalarıyla parıldayan bir baharda uzak ve dumanlı bir kışta ya da feryat figandan arınmış bir hazanda benim de ölümüm gelip çatacak bir gün bu acı, tatlı günlerin birinde diğer günler gibi bomboş bir günde bugünün ve geçip giden günlerin gölgesinde gözlerim karanlık hollere dönecek soğuk mermerlere
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.