böyle şeyler deyip sevgi böceği, hümanist, evrensel ahlak/değer yargılarına atıfta bulunan bu sözde yramın filozofu, aslında orul orul orospu evladı kansız terörist pç evladının tecavüz ettiği bazı kadınlar:
EVİN:
Bu militan Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesindendir. 1986 yılının başlarında APO, bu bayana cinsel ilişkide bulunmayı dayatır.
ben, her- kes vardı dünyada ve
uzun uzun otobanlarda
manzaralar, u-dönüşleri, kareler,
gitmekle zamansızlaştırdım kendimi.
(...)
yine sözler ekledim, bir bara, bir kan harfine,
bir bardağın karşı yakasındaki bir kadına.
en yamalı ben dövüşürüm zann- ettim,
kekeledim diye övünmeler icad-.
yenildim diye haklı çıkmalar. bir buluş
muydu, son sözü söyleme isteksizliği.
sonra çektim kapıyı. bilmiyorum. kusura
mesafenin ötesini duy istedim -bakma,
DİN-YOBAZLIK:
Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Milletim yaralıydı, çok kan kaybetmişti. Ama son damla kanına kadar, düşmanı ile çarpışacak, uzun zamandır susadığı istiklâle kavuşamadan can verecek her Tatar'ın son sözü: "İstiklal" olacaktı.
Vatan uğruna can alıp can verenlerin şerefine!
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin,
Vur şehitler aşkına, vur sen Allah aşkına.
Korkaklar anlamaz, biz ölüme aşık olanlar.
Vatan toprağı için biz, can verip can alanlar.
Şehidin bir damla kanına, biz gökyüzünü yakacağız.
İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için.
Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için.
Senin kan kırmızı ay yıldıza ak,
O mübarek bayrak işte bu bayrak.
Vatan sana canım feda, arşa açtık elleri.
Sen muzaffer et bizi, Mehmetçiği ya Rabbi.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.
Dalgalanacak bu bayrak, yankılanacak ezanlar.
Yatacak yer bulamayacak, her kimin gözün varsa.
Mehmetçik tutar sözünü, eğer bir sözü varsa.
Ezilecek başı, hain hangi delikteki yılansa.
Gerisi teferruattır, söz konusu vatansa.
Ne mutlu Türküm diyene.
Ezan dinmez, bayrak inmez.
Şehitler ölmez, vatan bölünmez.
Aslında Şubat ayında okudum ama yıllar geçse de üzerinde konuşabileceğim bi kitap. "And i wonder if you know, how it really feels" şarkı sözü gibi hissettiren bi kitaptı. Charlie çok içselleştirdiğim bi karakterdi. Ruhsal olarak hissettiği bütün acı ve üzüntüyü bastırmak amacıyla kendini kesen milyonlarca insandan yalnızca birinin hikayesiydi. Aslında iyileşmek istemek ama sanki yaşanan her şeyin iyileşmemek için baskı uygulaması gibiydi de aynı zamanda. Karmaşık şeyler hissediyorum bu kitaba karşı. Herkesin kendini küçültme (acı ve üzüntüden kaçıp kendi içine kapanma) yöntemi farklıdır: Kimi kendini keser, kimi kendini yakar, kimi yemek yer. Genç kızların hayatları böyledir. Kendini kestikten sonra akan sıcak kan ile bütün acılarının akıp gittiğini ve geriye kalan tek acının sadece o kesilen yer olması bi çözüm yoludur bazılarımız için. Charlie'nin kafasının içinde verdiği savaş hiçbirimize çok uzak bir hikaye değil aslında. Ve umarım onun kurtulma yolunda yaptığı şeyler de uzak olmaz bize.
Çokça sevgi.
Dil ve Üslup
Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir