Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Vazoda iki karanfil, biri beyaz, biri kırmızı... ''Neden böyle?'' diye sordum.
''İkimiz'' demez mi?
-Hangisi sen?
-Renkler önemli değil, ikisi de karanfil. Biz de, ikimiz de insan... İnsanın olduğu yerde problem vardır, önemli olan problemleri büyütmemek ve çok çok şükretmek...
-Benimle evli olduğuna şükrediyormusun?
-Hem de çok... Yuva yıkan o kadar kadın var ki...
Yuva yıkan pek çok erkek de var deyip, karşısına dikilemezdim, onun şükrüne ben de teşekkür ettim...
Hiç kimseye benzemeyen bu adama deli denmez mi ?
“Deli kuş bilir misin nedir
Türküler kadar sevdalanmak
Duyabilmek yüreğinde
Bir depremin uğultusunu
Suya düşen bir karanfilse yüreğin
Bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm
Vursun seni o taştan bu taşa
O çağlayandan bu çağlayana sürüklesin.”
Hakkınız var, güzel değildir ihtimal
Mübalağa sanatı kadar
Varşova'da ölmesi on bin kişinin
Ve benzememesi
Bir motorlu kıtanın bir karanfile,
"Yârin dudağından getirilmiş."
KARANFİL
Hakkınız var, güzel değildir ihtimal,
Mübalâğa sanatı kadar,
Varşova'da ölmesi on bin kişinin,
Ve benzememesi
Bir motörlü kıtanın bir karanfile,
'Yârin dudağından getirilmiş'
Orhan Veli