Belki bilmek; ne kadar çok bilirsen o kadar çok soracağın için, aynı zamanda bildikçe bilmediğini fark ettiren bir dolaysız, direkt doğrudan, cepheden çullanan bir acıydı.
Sayfa 142 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tanrı bizleri kendi varlığından neden haberdar etti?
Biz yoktuk, O var etti, varlığından bizi gene O haberdar etti.
Sayfa 104 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yürüyenlerden bir yürüyen, koşanlardan bir koşansındır her zaman, ama onlardan biri değilsindir; başkasındır ama bir başkası da değilsindir. Yolun kendisi, başlangıcı, menzilisindir. Başladığı nokta ve vardığın yersindir.
Sayfa 15 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
" ... hayat öyle bir denklemdir ki evladım, her anında, her parçasında reaksiyona girenle çıkan birbirine denktir... birinin verdiği, diğerinin aldığıdır... alan da aslında, kendisine verendir... denklem işte."
Sayfa 137 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Benim ne geçmişim, ne de geleceğim var...
Eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır...
Gidersem; ayrılışımda bir kalış...
Halil Cibran
Sayfa 423Kitabı okudu
Kader, Zül Celâl in ' Böyle yazdım böyle yapacaksın' dediği şey değildi. 'Senin ne yapacağını biliyorum. Aha da şuraya yazdım' dediği şeydi.