Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Altay Türklerinde Şaman, Bay Ülgen’e kurban takdim ettiği zaman, huş ormancığında bir huş ağacını merdiven ittihaz eder. Bunun üzerinde dokuz kertik yapar ki, bunlar aşağıdan yukarıya birinci kattan dokuzuncu kata kadar gökleri gösterir. Eğer semanın adedi on yedi olmuş olsaydı, kertikler de on yedi olurdu. Evvelce semanın katları 9, Yer-Sular 8 adetlerinde iken, sonradan her ikisi de, bunların mecmuu olan 17’ye bâliğ olmuştur. Zaten şimdiye kadar dinî tekâmülde, daima eski tasniflerin biribirine ilâvesiyle yeni tasniflerin peyderpey âdet olduğunu gördük. Tsin dininde maşrıkın dört Yer-Susu vardı ki, dört batna tekabül ediyordu. Oğuzlarda iki Tsin’in birleşmesiyle dördü Tanrı, dördü Yer-Su olmak üzere, sekiz ilâhın vücude geldiğini görmüştük Yakut dininde sekize bir ilâvesiyle dokuz adedi zuhur ettikten sonra, bu sağ kol, ve eski 8 adedi de sol kol olmak üzere, yeni bir tasnif çıktı. Altay Türklerinde de bu iki sayı­nın birleşmesinden. 17 adedi çıktığını görüyoruz. Fakat, kollara ait ilâhların adedi ne olursa olsun, daima ilâhların iki kola münkasim olması ve bu ilâhların batınlara tekabül etmesi, il dininde umumî bir kaidedir.
Başka türlü her acıya, haksızlığa, zorbalığa göğüs germesini bilir de kaybı anlayamaz insan aklı. Kayıp hep huzursuz eder, kayıp kuşkulandırır, kayıp meraklandırır. Kayıp, belleğin işleyişini çarpıtır. Suyu bulandırır. Hafızada bir kertik açar. Ve akıl tırtıklar durur bir kertiği. İnsan aklı boşluğu yadsır. Yaşamı açıklayan örüntülerden tek bir ilmek daha çözülse, insan, hayaletler yaratır bu boşluktan.
Sayfa 80
Reklam
Kartal yetiştiricisi bir Alman bir seferinde ilginç bir şeye tanık olmuş. Kartallarından biri bacağını kırmış. Adam o zaman kuşun irisinde yeni bir iz olduğunun farkına varmış. Altın renginde bir kertik. Sanki kaza kuşun gözünde olmuş gibi. Böyle fiziksel yansımalar vardır, Komiser. Bundan eminim. Kim bilir? Belki de sizin katil kurbanının gözlerini çıkararak irislerinin dibinde okunabilecek önemli bir olayın izlerini silmek istemiş..
Sayfa 214 - Doğan KitapKitabı okudu
Halkımın acıları delik deşik etti beni, Dikenli teller gibi sardı ruhumu; Burdular yüreğimi; Çıktım yollar boyu feryat etmeye, Dört yanım duman içinde ağlamaya, Çaldım kapıları ve yaraladılar beni Kertik bıçaklar gibi Seslendim bir zamanlar, Hayran olduğum, Bana boşluğu gösteren Yıldızlar gibi Tasasız yüzlere.
Sayfa 272Kitabı okudu
Kayıp, belleğin işleyişini çarpıtır.
Başka her türlü acıya, haksızlığa, zorbalığa göğüs germesini bilir de kaybı anlayamaz insan aklı. Kayıp hep huzursuz eder, kayıp kuşkulandırır, kayıp meraklandırır. Kayıp, belleğin işleyişini çarpıtır. Suyu bulandırır. Hafızada bir kertik açar. Ve akıl tırtıklar durur bu kertiği. İnsan aklı boşluğu yadsır. Yaşamı açıklayan örüntülerden tek bir ilmek çözülse, insan, hayaletler yaratır o boşluktan. ...
Reklam
Belki gün içindeki çocukluğumdan kalma çocukluğum tuttu
Bir sürmedan çekildi gözlerime ince ince, mühreler saçıldı içimdeki denize
Belki gün içindeki çocukluğumdan kalma çocukluğum tuttu, belki de bir anın güzelliğini anımsattı yüzü. Ne olduğu belirsiz bir kesif özlem tuttu, içimi yıldız aksi bürüdü, dedemin parmaklarındaki çizikler belirdi tüm sevecenliğiyle.
Süper!!!
Ardından defne kokusu… Bir sürmedan çekildi gözlerime ince ince, mühreler saçıldı içimdeki denize, şerha şerha vakit… Ant olsun ki ateşi içime düştü.
95 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.