Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve makale başına 15 lira veriyorlar. Görüyorsun, kazancım yolunda. 20 lira
Reklam
Atsız'ın bu yıllardaki kalem kavgalarından biri de Reha Oğuz Türkkan'la yapılmış olan kavgadır. Türkkan daha lise öğrencisi iken Gürem adlı gizli bir örgüt kurarak bazı gençleri çevresinde toplamış, 1938 sonundan itibaren çıkardığı Ergenekon ve Bozkurt dergileriyle, 1940'ta yayımladığı Türkçülüğe Giriş kitabıyla genç yaşta belli bir
Engel olmama vakit ve fırsat bırakmadan defteri kavradı; üzerine atıldım. Â… Siz şâir de olmuşsunuz. Bu mısra ne? “Esîr-i aşkın oldum gerçi kurtuldum esâretten.” Hemen defteri kapadı; bana verdi. Yutkundu, durdu, kızardı. İkimize de bir iki dakika heyecanlı bir sessizlik ârız oldu…
Tatar genci, kendisini tanıttı: -Ali Bahadır Kaplanof... Kız kardeşim, Gönül Kaplanof! Subay, sakin ama metin bir asker tavrıyla yanıt verdi: -Niçin Kaplanof? Kaplanoğlu demek daha doğru olmaz mı? Ali Bahadır Bey, tanışmanın ilk dakikasında, hiç beklemeden karşılaştığı bu karşı çıkış üzerine biraz durdu ve yutkundu. Ama kız kardeşi atıldı ve içtenlikle Tolun'un dilediği yanıtı verdi: -Subay beyin hakkı var. Taklide, benzeşmeye neden ne?.. Bizim de bir büyük ulusumuz, tarihimiz, varlığımız yok mu? Baştan başa bütün Asya'yı, bir kısım Afrika'yı, Fransa sınırlarına dek Avrupa'yı ele geçiren bizim ırkımız olduğu hâlde, bu soyluluğu ne çabuk gönlümüzden çıkardık?.. Biz benliğimizi tanımazsak, kimse bizi tanımaya yanaşmaz. Başkasının artığını yiyen, giysisini giyen saygıyı hak etmiyor... İşte, ben kartımı düzeltiyorum! Çantasından, güzel, küçük, deri bir cüzdanın içinden çıkardığı kartvizitlerinin son sözcüklerini şöyle değiştirdi: Kaplankızı. Şimdi şaşırma sırası, Mehmet Tolun'a gelmişti. Nasıl oluyor da, yirmi dört yaşında sandığı bu Sibiryalı Tatar kızı, bu denli akılcı bir görüş belirtebiliyordu. Bu şaşkınlık çok sürmedi. Bir iki dakika sonra anladı ki Gönül Hanım, Paris Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirmiş... Ali Bahadır Bey susuyor, düşünüyordu. Sonunda: - Evet, dedi, hakkınız var. ...
Kitaplar birer birer karıştırılıyor, yaprakları kesiliyor, resimlere bakılıyor, dil ve coğrafya hakkında genel düşünceler öne sürülüyordu. Mehmet Tolun, alçak gönüllü bir tavır takınarak: - Evet, dedi. Çin tarihçilerine göre, aslı Türk olan "Hiungnu'lar ki bunlara Avrupalılar "Hun" derler ve Macaristan'ın diğer adı da
Reklam
Oğlum, dedi, İslâm cemaatleri arasında Türkiye'den başka müstakil hükûmet, Türklerden gayri faâl bir millet kalmadı. Dinin temeli, İslâmın hâmisi Türklerdir. İstanbul'a git, yine millettaşlarınla çalış! İstediğin feyzi orada bulursun!
112 syf.
·
Puan vermedi
Yazdım, yazdım...
Milli Eğitim Bakanlığının 100 Temel Eserlerine uzun süre ara vermenin üzüntüsünü "Gönül Hanım " kitabını okuduğumda hissettim. Milli Mücadele yıllarını, Türk Milliyetçiliğini, Moğolistan' a giden gençlerin tarihi eserlere verdiği değeri bulmak için yola çıkmalarını vb. konuları göz önüne alındığında okunması gereken bir kitap olduğu aşikardır.
Gönül Hanım
Gönül Hanım
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Gönül Hanım
Gönül HanımAhmet Hikmet Müftüoğlu · Elips Kitapları · 20151,587 okunma
82 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk Edebiyatı Dergisi / Sayı 570. Nisan 2021. Aylık Fikir ve Sanat Dergisi. Özbek şair Ali Şir Nevaii ,doğumunun 580. yılında Türkçe'nin büyük şairi Ali Şir Nevaii başlığıyla derginin bu ayki dosya konusu olmuştur. Akademi dünyasında Ali Şir Nevaii üzerine çalışmış olan, hocalarla yapılan röportajlar ve onların yazıları ile büyük şair en güreş şekilde anlatılmaktadır. Tabii ki dergi, yalnızca dosya konusundan meydana gelmemekte;edebiyatın değişik alanlarında ürünler ortaya koymakta, edebiyat ve sanatın önemli uygulayıcılarıyla röportajlar yapılmaktadır. Derginin sayfaları arasında Tolstoy'dan Müftüoğlu Ahmet Hikmet bey'e, Mehmet Türker'den Sezai Karakoç'a kadar birçok edebiyat adamı ile ilgili de eserler mevcuttur. Derginin bu sayısında belki de en duygusal yazı, 70 sayıdır derginin genel yayın yönetmenliğini yapan Bahtiyar Aslan'ın yazmış olduğu, veda mektubudur. Allah yaptığı hizmetleri kabul eylesin. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı 570
Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı 570Türk Edebiyatı Dergisi · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 20215 okunma
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.