Yaşamak denilen bu yüce şiir
Bir yaz yağmuru değildir insanda
Öyle etkisiz
Öyle selamsız geçer mi sanıldı
Mutluluk denilen o büyük özlem
Bir bülbül şarkısı değildir şafakta
Öyle sessiz
Öyle soluksuz biter mi sanıldı
Tüm zamanlar , tüm duygular hep bir arada sanki. insanın içine fena işleyen “Yalnız Opera” adlı şiirleriyle ruhumuzu paramparça etmiş, her şiirinde daha farklı sevdiğim bir Murathan Mungan klasiği ;akıcı bir o kadar da iliklere işleyen bazı dizelerinden (spoiler) bahsetmeden geçemeyeceğim ;
“aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken” diyor. Aslında
BİZİM ŞARKILAR
Çamlıca bahçelerinde eski günler hatırlanıyor
“Biz Heybelide her gece mehtaba çıkardık”
Hüsnüne güvenen sevgilim benden kaçıyor.
Halbuki “Niceler bu tarz-ı revişten geçti”.
“Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır”
O kadar gülüp eğleniyorlar ki!
“Yalnız seni sevdim, seni yaşadım”
Nasıl bir sevgidir bu, bilmiyorlar ki!
Şarkılarla çoğalıyor keder:
“Ölürsem yazıktır sana kanmadan”
“Dün yine günümüz geçti beraber”
Fakat bu yalnız gece yalan.
Her yerdeyim şimdi ben
Zamanın dört sene evvelinde:
Eylül mehtabı Bostancı iskelesinde
Zamanın üç sene evvelinde:
Yaz günleri. Çifte Havuz bahçelerinde
Zamanın iki sene evvelinde:
“Bir ihtimal daha var,
O da ölmek mi dersin” şarkısı dilimde.
Besteler dönüyor korkularımın içinde:
“Sevecekler diye gönlüm” onu “pek kıskanıyor”.
“Bugün de akşam oldu” Çamlıca bahçelerinde
Bizim şarkılar geceye uzanıyor.
Yaşamak denilen bu yüce şiir
Bir yaz yağmuru değildir insanda
Öyle etkisiz
Öyle selamsız geçer mi sanıldı
Mutluluk denilen o büyük özlem
Bir bülbül şarkısı değildir şafakta
Öyle sessiz
Öyle soluksuz biter mi sanıldı
Bir şaşkınlık şarkısı olarak besteliyorum aşkı
Kaprisli notalar, huysuz sololarla
Bekçisi olmayan geceler denk geliyor bana,
Çaresiz bekliyorum,
Düdük çalıyorum,
İki el ateş ediyorum havaya.
Gecenin bir yarısı oturup ağlıyorum bir çocuk parkında
Ulumak gibi ağlıyorum
Köpekler koşuyor sağımda solumda
Tanrım!
Diyorum sadece
Başka bir şey diyemiyorum zaten o an.
İyi niyetli ve sevimli bir kızdan kalanlar
Sallanıyor durmadan boş salıncaklarda
"Üzgünüm" diyor,
Bir mutluluk şiiri yazamam bu saatten sonra!
Bir şaşkınlık şarkısı olarak besteliyorum aşkı
Kaprisli notalar, huysuz sololarla
Bekçisi olmayan geceler denk geliyor bana,
Çaresiz bekliyorum,
Düdük çalıyorum,
İki el ateş ediyorum havaya.
Gecenin bir yarısı oturup ağlıyorum bir çocuk parkında
Ulumak gibi ağlıyorum
Köpekler koşuyor sağımda solumda
Tanrım!
Diyorum sadece
Başka bir şey diyemiyorum zaten o an.
İyi niyetli ve sevimli bir kızdan kalanlar
Sallanıyor durmadan boş salıncaklarda
"Üzgünüm" diyor,
Bir mutluluk şiiri yazamam bu saatten sonra!