İstanbul'da olduğu gibi, şimdi Ankara'da da kışları öyle yirmi bin, otuz bin yoksula sıcak aş verecek aşevleri açılmış. Bunlar dan bir tane de Hergele Meydanı'nda var. (Namık bu meydana Hergele Meydanı demiyor da, İtfaiye Meydanı diyor nedense...) Ali'nin burun kanatlarına bazen bir çorbanın buram buram tüten kokusu çarpıyor. Hevesleniyor. Ama orada, aşevinin önünde öyle, çinko ya da bakır taslarını uzatarak duran kalabalığı Türklüğün yüzkarasıymış gibi görüyor. Hevesini içinden de, burnundan da kovuyor. Türk, hem bu denli yüceyken, hem nasıl bu kadar küçül­müş olabiliyor; buna akıl erdiremiyor. Orada aş dağıtımı yapanla­rın insanları itip kakmaları, söyledikleri sözler de sıcak çorbanın çekiciliğini silip süpürmeye yardımcı oluyor.
Sayfa 105 - Everest Yayınları, 2014, 2. Basım, 2015Kitabı okuyor
Hacı Bayrâm-ı Veli'nin fakirlik kavramına bakışı; mal ve mülk edinmemek şeklinde değildir. Fakrın asıl anlamı Allah'tan başkasına muhtaç olmamaktır.Bu bakımdan Hacı Bayram'ın fakirlik anlayışında sadece Allah'a yönelmek ve O'nda fena bulmak yani her türlü olumsuz özelliklerden kurtularak Hakk'a ait güzel vasıflarla donanmak fikri yatar.
Reklam
DNA, beyin ve hayatıma ait veriler bana mı, devlete mi, bir şirkete mi, yoksa insanlığın tamamına mı ait ?
Açlık çeken çocukların özgürlüğünden söz edilemez.
Dünya giderek daha da karmaşıklaşıyor ve insanlar ne olup bittiği hakkında ne ka dar cahil olduklarını algılayamıyorlar.
Bir yalan çok tekrarlandığı zaman inanılır hale gelir
Reklam
1.000 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.