ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
Bilim ve hayal gücüne merakınız daha küçük bir çocukken başlar. Her an hayatınızın parçası olarak ilerler. Bir gün öğretmeninizin hikaye yazmanızı istediği an okun yaydan çıktığı andır. Yazarsınız, yazarsınız... Artık arkadaşlar arasında bir alışkanlığa dönüşür yazmak. Ama siz büyüdükçe hikayeniz küçük kalır. Bu yüzden okursunuz, okursunuz ve daha fazla yazarsınız. Uzun yıllar sonunda bilim ve sanat sizi kendi içine hapsetmiştir. Siz büyüdeki bilimi, otomobil lastiğindeki sanatı görüyorsunuzdur. Ama anneniz bir gün gelir ve "Oğlum bir sürü kitap oldu hala ne diye kitap alıyorsun? Ders kitapların var ya" der. Ve aradan yıllar bile geçse buna bir cevap veremezsiniz. En azından ben veremedim. Verebilsem bu cümle yerine o olacaktı :)
Bir zamanlar İttihatçılar varmış, İttihatçılar diye bir parti bunlar. Eskiden, daha Birinci Dünya Savaşı patlamazdan önce... Bu ittihatçıların kurduğu hükümet iş başında. O zamanlar İttihatçıların Musa Kâzım Efendi denilir bir şeyhülislamları varmış. Bu Şeyhülislam Musa Kâzım Efendi'nin taşrada yaşar bir dostu varmış, bu dostunun da çocukları çok,
Bir Hatıra Çocukken yatağımdan her kalkışımda, yerdeki yastık ve minderleri görüp, annemin dağınıklığından dolayı söylenip dururdum. Büyüdüm, evlendim ve nur topu gibi bir erkek çocuk sahibi oldum. Oğlum da bana benzemiş olmalı ki, geceleri kıpır kıpır dönüp, ikide birde yataktan düşüyor. Ve şimdi ben, rahmetli anacığıma fatihalar okuyarak, yavrumun düşebileceği yerlere minderler seriyorum.
Her aşkın sonu güzel bitmez Bazı aşkların diyeti kandır....
Metin sefanın asker arkadaşıydı aynı durakta taksi şoförlüğü yapıyordular duraklarının karşısında bayan kuaförü vardı ve sevgi burada çalışan kızlardan biriydi Metin sevgiye tutulmuştu daha ilk gördüğü günden itibaren aşık olmuştu fakat bu aşkı kendinden başka kimseye söyleyemedi Günler birbirini kovalarken sefa metine aksam konuşalım kardeşim
Reklam
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.