"Birden fazlaydık nasıl olur da,
Sen ayrı, tek ben ayrı, tek kalıp,
Sonsuz yaşama devam edebildik.
Bir can mahşeri, lisanı gönülden dökülenlerdir.
Ne cennet gül kokar,
Yar kokusu olmayınca.
Ne cehennem yakar,
Yar aşkı ile kül olan gönlümü.
Üzgün misalden çeperler alnacımda,
Yağlı urganlar ruhun boynunda.
Bedeni hiçe saydık,
Yaşam sonsuz bir nida gölgesinde.
Gövdesi bükülmeyen ağaçtı,
Kökleriyle toprağa sarılan.
Meyve verirdi asırlarca,
Lisanı gönül sızlanırdı, saz söylenirdi.
Yunus geçerdi şiir şuurundan."
"Aynada ki sen "
Tebessüm dudakların üzerinden cereyan eden akıcı bir ruhtur ki, bin surette görünür bin şekilde belli olur. Bunlardan hiçbirini tarif mümkün değildir. Bu sebeple simâ ilmi tebessüm hakkında kaide koymaya cesaret edemez.