bakışma, aşkın da, tenin de ilk lisanı, ruhun aralandığı kapı
"Lisanı gönül"
"Birden fazlaydık nasıl olur da, Sen ayrı, tek ben ayrı, tek kalıp, Sonsuz yaşama devam edebildik. Bir can mahşeri, lisanı gönülden dökülenlerdir. Ne cennet gül kokar, Yar kokusu olmayınca. Ne cehennem yakar, Yar aşkı ile kül olan gönlümü. Üzgün misalden çeperler alnacımda, Yağlı urganlar ruhun boynunda. Bedeni hiçe saydık, Yaşam sonsuz bir nida gölgesinde. Gövdesi bükülmeyen ağaçtı, Kökleriyle toprağa sarılan. Meyve verirdi asırlarca, Lisanı gönül sızlanırdı, saz söylenirdi. Yunus geçerdi şiir şuurundan." "Aynada ki sen "
Reklam
Tebessüm dudakların üzerinden cereyan eden akıcı bir ruhtur ki, bin surette görünür bin şekilde belli olur. Bunlardan hiçbirini tarif mümkün değildir. Bu sebeple simâ ilmi tebessüm hakkında kaide koymaya cesaret edemez.
"Akıl, ruhun lisânı ve basiretin tercümanıdır; basiret dedikleri, ruhun özü, akıl da onun lisânı derecesindedir.
Sayfa 260
- İnsanın insana açıldığı ilk kapı "yüz"dür. Denir ki:"Suretin siretine şahiddir; başka delil aramak zâiddir." ¿¿¿
Reklam
136 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.