Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seni sıkan bu yaşamın gerçekliğidir oysa bilsen ki bu yaşam bir rüyadır, o zaman dert edeceğin hiçbir şey kalmaz. Ama zihin rüyada olduğu gerçeğini hazmedemez.. Hazmedebilirse her yere huzur gelir.. HU zuhur eder..
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Reklam
Yakamoz& Papatya-8
--- Papatya, hemen Yakamoz'a bir mektup yazarak ona bu rüyayı anlatmak istedi. Elbette ki sevdiği bir rüya tabircisi değil, fakat onun bu rüya hakkındaki görüşlerini çok merak ediyordu. Bir çırpıda mektup yazan Papatya, büyük bir heyecanla Yakamoz'dan cevap bekliyordu. 2 hafta sonra Yakamoz'dan cevap gelmişti. Yakamoz aynen şöyle
Nisan Okuma Raporu
Mevsim rüzgarları ne zaman eserse, o zaman hatırlarım; çocukluk rüyalarım, şeytan uçurtmalarım Öper beni annem yanaklarımdan, güzel bir rüyada sanki sevdiklerim hayattalarken hâlâ...
Demedim Mi
Demedim mi bu hasret bitirir seni Ay dolanır gider, yalnız kalırsın Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın Demedim mi yüreğim sevme! İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz.... Geri dönen hangi güvercinin var? Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
Reklam
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Corona
Elimden yiyor kendi yaprağını sonbahar: Dostuz ikimiz. Kabuklarından soyuyoruz zamanı ve ona öğretiyoruz yürümeyi: Zaman geri dönüyor kabuğuna. Aynada pazar günü, Uyku uyunuyor rüyada, Hakikatli konuşuyor ağızlar. İniyor gözüm sevgilinin mahremine: Bakıyoruz birbirimize, Söylüyoruz esrarlı sözler, Sevişiyoruz tıpkı haşhaş ile bellek gibi, Uyuyoruz midye kabuğundaki şarap gibi, Tıpkı kanlı bir mehtaplı deniz gibi. Penceredeyiz sarmaş dolaş, seyrediyoruz kendimizi sokaktan: Zamanıdır bilinmesinin! Taşın çiçeklenmeye tenezzül etmesinin zamanıdır artık, Huzursuzluğun kalp atımının zamanıdır. Zamanıdır, zamanı gelmenin. Zamanıdır.
Paul Celan
Paul Celan
çeviri :
Kaan H. Ökten
Kaan H. Ökten
["Corona", Eski Yunanca κορώνη, oradan da Latince 𝘤𝘰𝘳𝘰𝘯𝘢'dan geliyor. Defne yaprağından örülmüş taç demek κορώνη. Özellikle atletlere, tanrı heykellerine ve ölülere takılırdı. İngilizcedeki 𝘤𝘳𝘰𝘸𝘯'un da kökeni.]
SANA Rüyâ gördüğünü hissediyorum benim dualarımı anlatırdın kalkınca rüyâda gibi yazdıklarımı bazen susardım – tâbir ederdim çoğu zaman ve ufka bakardım tekrardan evimi özledim – gerçek ama o gerçek için zındandayım ben yuva olsun diye bütün evler!
Gül Kokusu Dr. Münir Derman - Sabri Tandoğan 2014 yılında umre için bulunduğum Medine'de sevgili peygamberimizin razvası civarında dolanırken tuhaf hallere kapılmıştım nedense. Hani olur ya bazen, kontrol sizde değildir. İçinizden gelen ses yönetir sizi. İşte öyle bir halde; Bir süre önce sitesine yazarak sadece umre dönüşünde de saçlarımı
Reklam
Bayramımız kutlu olsun. İyi bayramlar
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir. Bir
"Yarı rüyada gibi gündelik işlerimin peşinde koşuyorum, bazen hoşnutsuz olsam da sebebini bulmaya çalışmıyorum, her şeyi "elimden geldiğince" iyi yapıyorum, nadiren ileriye bakıyorum, olmasını istediğim şeyleri hayal ettiğim bir oyun gibi, ama asla onları nasıl gerçekleştireceğimi ciddi ciddi düşünmüyorum. Genelde her şeyin yoluna gireceği hissiyle yaşıyordum ama bu durum zaman zaman, her şeye karşı nefret patlamalarıyla bölünüyordu."
15. Yûsuf'u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, "Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin" diye vahyettik. 16. (Yûsuf'u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. 17. "Ey babamız! Biz yarışa girmiştik.
Mevsimler rüzgârları ne eserse o zaman hatırlarım çocukluk rüyalarım şeytan uçurtmalarım Öper beni annem yanaklarımdan Güzel bir rüyada sanki tüm sevdiklerim hayatalarken halla.
Rabbim rahmet etsin sana üstadım
1876 yılının baharında Nurs ki Bitlis diyarında Vakt-i seher civarında Cihana buyur dediler Bir çocuk ki çocuklara benzemez Hiç ağlamaz, pek ihtimam istemez O’nu gören hayretini gizlemez
836 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.