Aldığım nefes kadar özledim
Özlemini nereye yazsam okursun
Gök yüzüne yazmalıyım bence
Aynı gökyüzünün altındayız
Hasretine bir damla yağmur
Olup düşer bu his
Seni çok özledim
Memleketten ayrılanlar tıpkı Arif Hikmet Bey gibi bir daha geri dönmezlerdi. Analarının, babalarının cenaze törenlerine bile gelmezlerdi. Kimse oğluna, kızına, kardeşine “seni çok özledim, bayramda olsun gelsen” filan gibi şeyler de yazamazdı. Bırakıp gidenlerin mektuplarındaki soğuk anlatım, uzaklık böyle bir isteğin dile getirilmesine engel olurdu. Gidenler, geride bıraktıklarına her zaman para gönderirlerdi. Onlar gelmezlerdi ama para hep gelirdi. Gurbette ölecek olsalar bile gelirdi. Geride kalanların geçimlerini sağlayan ya da geçimlerine katkıda bulunan bu para her şeyden önemliydi. Hayatta kalabilmek için para gerekliydi insanlara. Oğul, kardeş, amca sevgisiyle yaşanmaz, ekmekle yaşanırdı çünkü. Geride kalanlar zamanla bu duruma alışır, özlemlerini unuturlardı. Sevgi unutuluyor gereksinilir bir şey olmaktan çıkıyor demek kimi durumlarda.