Yusuf Atılgan hakkında birkaç cümle kuracak olursam kendisi gezdiren bir yazar, ufuk açan, açtığı ufuğu ise hep soru işaretleriyle sonlandıran bir yazar. Ben
Aylak Adam ile başlamış kendisini hayran hayran seyire koyulmuştum
Anayurt Oteli ile biraz derinlemesine inmek istedim. Gel gelelim çok değerli
Yusuf Atılgan her okuyucunun bildiği okumalardan yazmaz, kalıpları vardır, çıkmaz. Roman mı deneme mi öykü mü dedirttiğine çok sık rastlanır ki bu yaptığı da çok güzel ve özeldir, karakterlerini şifreler hep. İçeriğe gelecek olursam verdiği ikinci eserdir ki ben sıralı okuma kararı aldığım için başladım,
Aylak Adam gibi tek karakter üzerine kurulu olup burada C’nin yerini otelimizin katibi Zebercet almıştır. Zebercet yani ana karakterimiz kendisini sınırlar, insani ilişkilerde asgari olmakla beraber kendine yarattığı ve bunu Anayurt Oteli ile sınırladığı iç dünyası vardır. Monolog demiyorum bakın “iç dünya” tırnak içinde. Devam edelim ana karakterimiz GERÇEK SEVGİ, GERÇEK AŞK’ı bulmaklar peşinde çok sevgili, koleksiyoneri olduğum
Erdal Öz ‘ün bir sözü vardır “Aramakların sonunda bulmaklar vardır.” der. Gel görelim ki ilk kez ÖZ’e katılmıyorum benim dünyamda “Aramakların sonunda hayal kırıklıkları var.” Zebercet’in bu iç dünyası onun ruh sağlığını yitirmesiyle sonuçlanır yani C kendini asar ama önce katil olur. Yani artık C “Zebercet” ölmüştür, bir katil olarak. *Bedenin dayanma gücünü zorlamak da bir çeşit kendini öldürmek değil miydi?
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,1bin okunma
Sevgili Yazarımız Ahmet ÜMİT bu eserinde çok çok farklı bir konuyu ele almış ve yazmış. Hititler ( ETİ ) uygarlığını araştıran bir gurup arkeolog tarafından oluşturulan kazı ekibi ve bu ekibin başından geçen olaylar işlenmiş.
Kazı ekibinin bulduğu Hitit uygarlığına ait tabletlerin okunması sonucu o dönemde yaşamış ve tabletleri yazan saray yazmanı Patasana isimli bir saray yazmanının başından geçen olaylar ve döneme ait bilgiler bölümler halinde kitaba yazılmış.
Arkeolojik kazı devam ederken kazının yapıldığı yer olarak Gaziantep yakınlarında bulunan Fırat nehri kenarlarında bir bölge seçilmiş. Kazı bölgesi ve bölgenin doğal güzelliği ve bölge halkı hakkında uzun uzun bilgiler verilmiş.
Romanda geçen konuya göre yapılan kazı esnasında bölgede bir takım cinayetler işlenmiş ve bu cinayetler mezar kazıları ile ilişkilendirilmiş.
Yalnız benim dikkatimi çeken bir şey ise Hitit uygarlığı kalıntıları ve dönemin saraylarının Çorum, Çankırı ve Ankara üçgeninde bulunduğu yönünde idi. Gaziantep ilinin seçilmesi konusunu pek anlayamadım.
Son olarak da kazı esnasında işlenen cinayetlerin failnin kitabı okurken hiç tahmin edemeyecemiz birinin çıkması kitabın final süprizi diyebilirim. Katil hakkında bilgi vermeyeceğim Yazara ve okuyan arkadaşlara haksızlık olmasını istemem. Ayrıca bir filmin sonunu seyretmeyen bir arkadaşınıza söylemek gibi bişey biraz merak olsun. -)))
Güzel bir kitabı daha okuduk. Hititler, Asurlulular hakkında başka kitaplara başka kaynaklara baktım. Araştırdım benim için oldukça bilgilendirici oldu.
Okumak isteyen arkadaşlara tavsiye edebilirim.
Japonya'da bir anaokulu öğrencileri, öğle yemeklerini tüm hazırlıklarını kendileri yapıp yemeklerini yiyorlar...
-Benim çocuğun özgüveni neden eksik acaba deyip ;
-aman yere döker,
-aman kendi yerse aç kalır diyen sevgili ebeveynlere gelsin...
Tanrı'nın varlığını bile büyük bir cesaretle sorgulayın; çünkü, eğer varsa, gözleri kör eden korkuya bağlılıktan ziyade akla bağlılığı daha çok onaylamak zorundadır.
THOMAS JEFFERSON
______
Jose Saramago, Portekizli 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi dünyaca ünlü bir yazardır. Körlük romanıyla tanıdığımız Saramago’nun farklı yazım stili,
Dedektifimiz önce ki kitapta cinayet manasından alınmıştı. Okuyanlar bilir. Artık masa başı bir işteydi ama cinayetleri o bıraksa bile onlar onu bırakmıyor. Çöp konteynerında genç bir kadın cesedi bulununca olay yerine en yakın olan Erika kendini tutamıyor ve koşarak gidiyor. Geçmiş bir cinayet ile bağlantı kuran dedektifimiz hem olayı çözmek hem de cinayet masasına geri dönmek istiyor. Ama bu sefer her ikiside hiç kolay değil. Internet üzerinden tanıştıkları kişilerle kör randevuya çıkan kurbanları kimin öldürdüğünü bulmak çok zor. Ama hiç bir cinayet kusursuz değildir. Bu kusuru bulmakta ekibimize düşüyor.
Aslında şuanki yaşanan cağa oldukça güzel bir gönderme olmuş. Her şeyini sosyal medya üzerinden paylaşan insanların nasıl kolay lokma olabileceği anlatılmış. Özel zevklerimiz, ailemiz, sosyal yaşantımız hatta ne yiyip içtiğimiz hepsine ulaşmak artık çok kolay.
Yazarın okuduğum tüm kitaplarında katıl kim diye düşünmedim. Katil hep belliydi hemen hemen. Bu sefer hem ekibimizin gözünden hem katilin gözünden okuyoruz yaşananları. Katilin belli olması asla kitabin heyecanını düşürmemiş. Hele son 100 sayfa oldukça aksiyon doluydu.
Sevgili Erika artık şu geçmiş takıntınsan kurtulup hayatına bakman gerektiğini düşünüyorum. Umarım sende aynısını düşünürsün.
Polisiye seven herkese bu seriyi şiddetle öneriyorum. Ayrı ayrı da okunabilir bir seri ama benim tercihim sıralı okunması. Çünkü Erika'nin hayatının gelişimi de seri sırasıyla gidiyor. Bu akşam da önerimi yaptığıma göre kaçabilirim
Son NefesRobert Bryndza · Yabancı Yayınevi · 2020287 okunma
MerhabaEfsane polisiye serisine başladım. Ölüm serisinin (Eve Dallas serisi) ilk kitabını okudum.
Melek Kaya öncülüğünde #gerimgerimgeriliyoruz grubumda bu ay okumak için seçtim
@kitapbugusu bu seriyi çok seviyor, ben de onun anlatımından yola çıkıp seveceğimi düşündüm ve sevdim
Eve Dallas; sert,soğuk, zeki, güçlü, çalışkan bir Teğmen.