Shakespeare’ in “Kısasa Kısas” adlı oyunundan uyarlanmış roman. Aslında roman mı ,bir tür otobiyografi mi ,yoksa hafif tonda belgesel mi desem bilemedim. 1960lı yıllardan 1990lı yıllara kadar uzanan bir aile dramı anlatılıyor. Salim karakterinin diliyle konuşuluyor ve Zanzibar‘dan Londra’ya geçiş hikayesi üzerine kurulu. Ailenin büyük bir sırrı var ve Salim yıllar sonra babasından bu sırrı öğreniyor ve acayip şaşırıyor. Yani okuyunca evet gerçekten şaşırtıcı bir konu ama Türk romanlarında çok konu edilmiş bir konu diyeyim. Bizim Türk romancılarımız çok çok çok daha güzel anlatabilir bu konuyu diyebilirim. İşte depresif bir baba ,tecavüzcüsüne aşık bir anne, hırslı bir dayı ..bunların hepsi Türk romancılarımızın da ele aldığı konular aslında ve onlar çok daha güzel anlatıyorlar ,çok daha doyurucu aktarabiliyorlar bize. Nobel ödülü alırken ki başlıkla çok uyumlu bir kitap değil. mülteciliğin yaşattığı sıkıntılar çok da bahsedilmiyor ,daha doğrusu bu kitapta okuduklarım mülteci sorularından ziyade aile sorunları gibi geldi bana . adaptasyon sorunları gibi geldi . bunu herkes yaşayabilir diye düşünüyorum. Ama konuyu anlatma tarzı ,dilinin akıcılığı açısından bakıldığında gerçekten okuması keyifli diyebilirim.