Kesilmiş bir koyunun kasap dükkânındaki manzarası hoşa gitmez, hatta bazılarına iğrenç görünür. Fakat usta bir aşçının elinde nefis bir et yemeği olduğu zaman, dükkândaki manzarasına bakamayanlar bile onu iştahla yer. Aşk da böyledir. Aslında şehvettir yani hayvanî bir istek. Fakat romantik bir muhayyele onu o kadar süsler ve güzelleştirir ki aşkın ilâhî bir duygu olduğuna inanırız. Yüzlerce yıldan beri bu şairane tariflerini dinleye dinleye aşkın insanüstü bir şey olduğunu sanmışızdır. Gerçekte şehvet isteğinden başka bir şey değildir.
...
- Aşkın şehvetle aynı şey olduğunun kesin bir delili de vuslattan sonra ikisinin de sönmesidir.
- Yıllarca süren aşklar nedir?
- Vuslata erememenin, yahut çok geç ermenin, belki de âşıktaki geç soğuma karakterinin neticesi...
Niye böyle oluyor bilmiyorum.
Eğer bir şeyi çok seversem aşırı abartıyorum sonra tüm günümü ona harcıyorum vee birden böyle bir bıkkınlık, soğuma geliyor.Verdiğim sevgi kadar bir soğukluk, istememe geliyor.( insan ilişkilerinde bu böyle değil tabii ki.)
Mesela bu uygulama :'(
gece gündüz demeden uygulamadaydım sonra birden bıkkınlık geldi vee kaç gündür doğru dürüst bakmadım bile.
Niye böyle oluyor anlamıyorum bunun psikoloji de bir ismi olmalı 🤧
Şimdi içimde kirpiklerinin uğultusu
Ağız dil vermez bir dünya cezası
Başkalarının kaderlerinden soğuma
Bir öksüz ruh, bir gönül acısı
Toprağın bedeninde bulutların kefeni...
Artık bir soğumuşluğun içindesin.
Dünyalar kadar başarı da olsa benim için boş geliyor...
Eski heyecan kalmıyor.
Herkesi bilmem.
Ancak benim böyle bir kaderim varsa onu kabul etmem...
Ben kaderimi kendin bulurum.
İnancım bunun için var!
cok iyiydi. cok cok cok cok cok cok iyiydi. asiri iyi bir kurguydu. yazar bana bi ara ust uste fake atti. sifir bilgiyle okudum, kitabi da daha once hic arastirmadim ve aaaassiri keyif aldim. ota boka spoiler veren ve bana bu kitabi oneren kisi olan canim arkadasim dila sasirtici bi sekilde agzini bile acmadi kitap hakkinda, tesekkur ediyorum
Yıllarca yalnızlık şiirleri yazdım.
Kalabalıklardan yapılmış bir ceza
Kalabalıklarda boğulmuş bir arzu
Tanrının sureti, ormanların uğultusu
Seslerden soğuk bir sessizlik
Çıngıraklı zamanlar
Boyasız evler, çatısız duvarlar
Bir şey söylemeden gidenler
Bir şey söyleyip de unutanlar
Sokak köpeklerinin ıslık çalan gecesi
Ağaçların sabah rüyası yollar boyunca
Yoksulluğun çarşılarda döktüğü yaprak
Ayrılık dedim, kavuşma dedim
“İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi” dedim.
Şimdi içimde kirpiklerinin uğultusu
Ağız dil vermez bir dünya cezası
Başkalarının kaderlerinden soğuma
Bir öksüz ruh, bir gönül acısı
Toprağın bedeninde bulutların kefeni…