Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonsuzluğa eriş ve sonsuzlukta oluş sırrının mukaddes rejimini nokta nokta çizen bu eser, ulvî gâyesinin yanı başında, dini, esrar ve derinlik buudundan mahrum bırakmak isteyen ve gûya dinden yana geçinen bazı maddeci mankafalara indirilmiş bir balyoz mahiyetini taşıyor.
Derken, bir çığlık düştü kucağıma, beni boğan, beni benim dışıma sürüp çıkaran upuzun bir çığlık...
Reklam
Derken, bir çığlık düştü kucağıma, beni boğan, beni benim dışıma sürüp çıkaran upuzun bir çığlık...
Onun hiçbir zaman geri dönmeyeceğini biliyordum bilmesine ama, gözlerimi çevirip o noktaya bakmak, içimde büyüyen yarım kalmışlık duygusunu birazcık da olsa hafifletiyordu.
Mahir Bey derdi ki: "Men lem yezuk, bilmez yazık." Tat- mayan bu duygunun ne kadar ulvi olduğunu bilemez. Yine bir başka aziz buyururdu ki: "Evladım baklavanın tadını bilmeyene baklavayı anlatamazsın." Bu aşk, yani kalbin tattığı aşk diğer tüm aşklardan daha tatlıdır; ama tatmayan bilmez. Kalpte giderek bedenden soyutlanan bir duygu vardır, o duygu üzerinden yürüdüğümüzde ancak sonsuzluğa doğru yol alabiliriz ki zaten varlığımızın bir boyutu sonsuzluğa doğru açılma kabiliyetinde yaratılmıştır. Beş duyu organımız çok kısıtlıdır; ama öyle bir nokta vardır ki kalpte, orası dünyalık hiçbir şeyle tatmin olmaz. Dolayısıyla aşk o sonsuzluk yolunu gösterir. Aşkın bu dünyadaki sıkıntısi ise, şehvettir. İnsanlar aşkla şehveti birbirine karıştırır. Kalp, Allah tarafından aşkla yoğrulmuş ve aşka yönlendirilmiştir; kalpte aşk kabiliyeti vardir, bedende ise şehvet. Yaşlı bir adamın kalbi fiziki olarak bakıldığında yorgundur; ama eğer aşk ehliyse, âşıksa manen yorulmaz, dinç kalır. Onun için, "Kalp ihtiyarlamaz" der büyükler. Çünkü muhabbet her dem diri tutar insanı.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
çünkü yaşam dediğimiz şey, önceden yarattığı her şeyi aştığı için sürüyor.
“Öyle ki, sonunda, insan derisine bürünmüş yorgun bir tavşan gibi hissediyordum kendimi.” Sonsuzluğa Nokta – Hasan Ali Toptaş
Çünkü bir sınırın hangi şartlarda ve nasıl geçildiği, ne düşlenir, ne anlatılır, ne de anlaşılır; onu ancak ve ancak yaşayanlar bilir.
Günlerdir bekliyorum ama, karım hâlâ dönmedi. Artık kimi vuracağımı biliyorum.
Sayfa 214Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.