Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
80 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
kitaplarıyetiştirenpadişahlar...
Yedikıta Dergisi
Yedikıta Dergisi
okuduğum üçüncü ve en keyif verici olmaklada kalmayıp hiçbir yerde de duyamayacağınız ilginç bilgiler vermesiylede en sevdiğim sayı oldu. Ve kitaplar sultanlarla yetinmeyip bizim gönlümüzüde fethediyor... Not: Pek bir inceleme yazısı olmayacak sadece kendime notlar almak istediğim yerleri yazacağım
Yedikıta Dergisi - Sayı 133 (Eylül 2019)
Yedikıta Dergisi - Sayı 133 (Eylül 2019)Yedikıta Dergisi · Yedikıta Dergisi · 201935 okunma
Yavuz Sultan Selim Han'ın, Şah İsmail ve taraftarları için söyledikleri:
Kâfirlerin sapık dinleri bellidir. Kâfirin günahı sırf şirk (eş koşma), bunların maksatları ise temiz dinin saf suyunu kirletmektir. Kâfirin en büyük günahları Alemlerin Efendisi'nin peygamberliğini inkâr, bunların sonu sapıklık olan niyetleri Server-i Kainatin mağara dostu, dert ortağı arkadaşıyla beraber büyük sahabelerine kin ve düşmanlıklarını ortaya atmalarıdır. Kafirin suçu Kur'ân-ı Azime muhalefet, bunların maksadı mutluluk sifatli apaçık dine muhalefettir. Kâfirin en derin arzusu İncil'in hükümlerini yaymak, bunların en büyük gayretleri Kur'an'ın prensiplerini bozmaktır. Kâfirlerin ümitleri haç tertibini gözetmek, bunların arzuları sevgili Peygamberimiz'in dinini bozup küçümsemektir. Mademki bu topluluk doğru yola girip tevbe etmiyorlar. Anadolu'da karışıklık ve fitne çıkarmaya devam ediyorlar, öyleyse onların üzerine yürümemiz gerekir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Mahzuni Şerif
1940'lı yılların başlarında, ileride 'Pir Sultanların' ölümsüzlüğünün en büyük kanıtlarından biri olacak Mahzuni Şerif, Afşin'in Berçenek Köyünde doğar. 1956 yılında Berçeneğe gelen ilk okuldan mezun olur. Berçeneğin okulsuz yıllarında, Elbistan' ın Alembey Köyü'nde,Lütfü Efendi Medresesi'nde Kur 'an eğitimi almış, Eski Türkçe okumuş ve
Yavuz, babasını öldürüp tahta öyle geçti diyenlere cevaben...
Baba ile oğul arasında bir takım sıkıntılar yaşansa da II. Bâyezid Han'ın iktidarını hakkıyla yapamadığı, ve Alem-i İslam'ın durumunun vahametini dolayısıyla babasına mektuplar göndererek onu telkin etmiştir. Yavuz'u istemeyen vezirlerin fitneleri sonucu baba ile oğul birbirine düşmüştür. Fakat en sonunda Sultan Bâyezid ihtiyarladığını ve
Sayfa 117Kitabı okudu
Sultan Selim Han ve Hasan Can'ın zekası
Selim Han'ın yine yanına aldığı ve seçtiği adamların kıymetini gösteren bir misal. .. Mısır seferine çıkdıkları gün kayıkla Üsküdar'a geçerlerken Ha- san Can, Selim Han'ın yanındadır. Ne konuşurlar bilinmez amma bir ara boğazın ortasında Selim Han aniden aklına gelmiş gibi sorar: "Hasan Can yumurta sever misin?" O da tereddütsüz: "Beli sultanım!" cevabını verir. Yollar, muharebeler, insanlar, şehirler ... Nihayet Mısır seferi biter, İstanbul'a gelirler. İki seneden daha fazla bir zaman geçmiştir. Selim Han ertesi gün için hazırlanan karşılama merasimlerinden sıkıldığı için gece vakti boğazı geçmektedir. Hasan Can yine yanındadır. Kimbilir bu defa ne konuşmakta veya ne düşünmektedirler. Boğazın yine orta yerine geldiklerinde Selim Han birden bire: "Nasıl?" diye sorar. Hasan Can yine tered- dütsüz ve belki ışık hızıyla: "Rafadan sultanım!" cevabını verir. Birlikte düşünmek, beraber hissetmek ... 'Hem-hal olmak' denilen şey bu olsa gerek.
Sayfa 297 - Yavuz Sultan Selim HanKitabı okudu
96 syf.
·
Puan vermedi
Kalbur Oldu Süngülerle Çelik Bağrımız
"Mâziyi unutsak bile mâzi kökümüzdür En tatlı gülen yüz bize mâzideki yüzdür" Belki de hiçbir şair, bu denli deşilmemişti. Onu göksancak ilan eden çevrelerce künyesi Türkolog olarak ilan edilmiş, şiiri ise "üstün ırkçı" yaftasıyla yine aynı çevrelerce kirletilmiştir. Her insan gibi -üstelik topluma ve edebiyata mâl olmuş bir
Yolların Sonu
Yolların SonuHüseyin Nihal Atsız · İrfan Yayınevi · 06,9bin okunma
Reklam
Kanije Savunması
KANİJE SAVUNMASI Kanije Savunması, 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı döneminde, 1601’de 73 gün boyunca Kanije Kalesini kuşatan Habsburg ordusuna karşı Osmanlıların yaptığı savunma ve karşı saldırıdır. 1600 yılında Kanije Kalesi fethedilerek beylerbeylik hâline getirildi ve idâresi, Tiryaki Hasan Paşaya verildi. Ertesi sene (1601) Avusturya
121 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.