Zamandan en iyi tasarruf tecrübelerden istifade etmekle mümkündür. Eğitimin ilerlemesi, bir önceki neslin getirdiği noktaya bağlıdır. Tecrübeli ve eğitimli olmak için zor şartları hep aynı neslin yaşaması gerekmez.
Kültürümüzün çok uzun bir geçmişi ve muazzam bir derinliği bulunmaktadır. Dolayısıyla çok büyük bir zenginliğe ve köklü bir yapıya sahiptir. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini yüksek Türk kültürü olarak belirlemiştir.
Kültürümüzün en önemli görevlerinden biri de eğitimdir. Okul kavramının ve okulların olmadığı zamanlarda eğitimin bütün çeşitleri halk kültürü ile yapılmaktaydı. Yani halk, tecrübeleriyle kültürünü oluşturuyor, onunla nesillerini eğitiyordu.
Kendini bir suyun akışında
Ve suları kendi bakışlarında
Bulabilenler bilir bu türküyü.
Sen ki anlarsın
Bir türkü uğruna
Çileler çekerdin yıllar boyu.
Soluğunda
Yaban menekşelerinin kokusu
Medeniyet canavarının ninnileri ile
Tenini korumuş gibi yapan,
Çıplaklık gölgelerinin esiri olma...
Gövdeni kavrayan sarmaşıklara karşı,
Başını öne eyme...Sakın!
Unutma ki sonlar bize yeşeriştir.
Başlangıçlar hep bir buruk...
Gökalp bu eserinde Türkçülüğün tanımını yapmış ve çeşitli başlıklar altında incelemiştir. Türkçülüğü tanımlarken il olarak millet kavramı üzerinde durmuştur ve 6 başlığa ayırmıştır:
1)Irki Türkçülere göre millet ırk demektir. Ancak ırkın sosyal davranışlarla alakalı olmadığı ispat edilmiştir. ‘Millet içtimai seciyelerin mecmuudur.’ Diyen Gökalp bu