Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atsız asker değildi, fakat bir asker gibi yaşadı, asker gibi öldü. Zamanlar üstü, zamanlar aşırı bir adamdı. Türklük onun için bir sevda idi ve başka hiçbir şey önemli değildi. Önem verir göründüğü, üzerinde yazılar yazdığı, kitaplar doldurduğu her şey Türklük içindi. Türklük, tarihin derinliklerinden kopup gelen, geleceğe doğru yürüyen kutsal bir
Türkler yeryüzünde bir millet olarak bulunuş sebeplerinin Allah'a kulluk etmek oluşundan dolayı memnuniyet hissini içlerine sindirmiş yegâne milletti. Müslümanlıkla rından başka milli vasıf bilmeyenler Türklerdi. Gerçekten Müslümanlıklarından başka övünecek hiçbir şeyleri yoktu. Her şeyin din gününde açık edileceği itikadıyla yaşadı Türkler. Müslümanlık Türklüğün sığdığı ve sığındığı yegâne melce idi. İstiklâl Marşı Ankara'da yazıldı; ama ilk kez Kastamonu'da Nasrullah Camii'nde okundu. Türk- Müslümanlıklarından başka bir şeyle övünmeği reddetiler. Müslümanlıklarından başka bir şeyle övünenleri de Türklükten çıkardılar.
Sayfa 256 - -257
Reklam
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç.
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç. Bozkurtların
Atatürk'ten önce bütün Müslümanlık, Türkiye'de ve yeryüzünde, sömürgecilerin pençesinde idi. Atatürk yalnız Türkiye Türklüğünü değil, dünya Müslümanlığını kurtarmıştır. Ne demektir bu kurtarıcıya camilerde dua ettirmemek?! Ne demektir bu kurtarıcıyı övenleri görevden almak?! Ne kafa, ne beyin, ne kalpdir bu??
Türk Gücü
Geçmiş zamanlarımız, pek şanlı tarihimiz, hâtıralarımız övünçle doludur. Amacımız Türklüğü lâyık olduğu kendi yerine yükseltmektir. Bunun için yapılacak birçok işler var. İlkin dilimizi, yazımızı düzeltmek, sonra Türklükte benlik uyandırmak, sonra yeniden güçlü bir Türk soyu yetiştirmek! Türk malı yiyerek, Türk malı giyerek sanatımızı ilerletmek! Daha çok var, daha çok. Fakat elhamdülillah çok Türk de var. Yalnızca Rusya'da otuz milyon! Türk dili dünyada en çok konuşulan dillerin üçüncüsüdür. Yurdumuzda beden terbiyesine olan ihtiyaç günden güne arttı. Bunu pek çokları anladı. Anlayan gençler birleştik. Millî duygu ile, millî terbiye ile, millî emel ile işe başladık."
Sayfa 199 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Ben büyük Türk ordusunun yedek topçu subayı Nejdet Sançar, Türklüğün yarınki savaşında düşmanı yıkmak için kullanacağım Türk süngüleriyle sokaklarda katiller gibi teşhir olunarak gidip gelirken, imparatorluk çağındaki bir mahkemeyi hatırlıyorum. Nâmık Kemal'in muhakemesini... Tarih anlatıyor ki koca Kemal'e uydurma bir suç yüklemek
Ben büyük Türk ordusunun yedek topçu subayı Nejdet Sançar, Türklüğün yarınki savaşında düşmanı yıkmak için kullanacağım Türk süngüleriyle sokaklarda katiller gibi teşhir olunarak gidip gelirken, imparatorluk çağındaki bir mahkemeyi hatırlıyorum. Nâmık Kemal'in muhakemesini... Tarih anlatıyor ki koca Kemal'e uydurma bir suç yüklemek isteyen iğrenç ruhlu insanlar, Süleyman'a bile kalmayan bu dünya evindeki ihtirasların en adisi olan mevki ihtirasının pençesinde, tarihin kirli alınlarına yapıştırdığı alçaklığı, bu cins insanların layık oldukları tek rütbeyi, o müthiş damgayı tarih boyunca taşımaya hak kazandılar. O mahkemenin başkanı olan Subhi Paşa bu adil ve kahraman hareketiyle bugün tarihin müstesnâ bir tahtında oturuyor. Hâlbuki bir vehme kurban giderek alnına yüzyılların silemeyeceği bir lekeyi yapıştırabilirdi. Onun içindir ki “beni beraat ettirin!" demeyeceğim. Çünkü benim için suç olarak gösterilen şey de bu toprakları ve bu ırkı sevmekten başka bir şey değildir. Yurdumu ırkimi seviyorum. Onun içindir ki Türk ırkçısıyım. Bu sevginin manasını anlamayanlara sözüm yoktur. Eğer bu bir günahsa beni mahkûm ediniz. Bu mahkûmiyeti övünçle kabul ederim, şeref sayarım.
KÜLTÜR BAKANI’NIN RESMİ YAZISINA AÇIK CEVAP   20 Eylül 1971 tarihiyle Kültür Bakanı Talât S. Halman’dan resmî bir yazı aldım. Basılı olan ve başkalarına da gönderilmiş bulunan yazı aynen şöyledir: Sayın Nihâl Atsız; Kültür Bakanlığının yayın programından ilki, kültür eserleri konusunda üç yeni diziyle başlatılacak, bu dizileri, çeşitli kültür ve
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.