Ahmet Emir Özdemir
Ahmet Emir Özdemir’ in kaleme aldığı ‘’Mah-ı Devran’’ isimli eseri 2022’nin Ekim ayında MST yayınları tarafından basılmıştır.
Uludağ Üniversitesi Tarih bölümü lisans mezunu olan Ahmet Emir Özdemir, elde edilen bilgiyi hem bilimsel hem de tasavvufi boyutu ile karşılaştırmalı olarak, kökenine inmeyi amaçlayıp
Mustafa Kutlu benim için çok ilginç bir yazar. Bu Böyledir yazar ile üçüncü buluşmamız oldu. Oldukça kısa sürede bitirilebilecek bir hikâyeler dizisi olan Bu Böyledir, ismiyle müsemma olacak şekilde uzatmayan ama derinlikli bir çalışma.
Bu Böyledir'i Ramazan'ı okumak, manevi anlamlar açısından hoş bir tesadüf oldu benim için.
Tasavvufi derlemenin yoğun olduğu Bu Böyledir, dünya hayatı ve ölümden sondaki hayat üzerine yorum ve bol metaforlu bir anlatım içermektedir.
Mustafa Kutlu'nun az ve öz kelime ile çok şey anlatmayı sevdiğini hepimiz biliriz bunu bu kitapta daha iyi görebileceksiniz . Zira 90 sayfalık bir kitapta insanın düşünebileceği fikirlere bu denli ustalıkla yer verilebilirdi.
Bu Böyledir, ismi gibi dediğini kendinden emin bir şekilde ortaya koyarak giden bir kitap. Sözü uzatmayan, alegorik yaklaşım ve farklı teknik tatminleriyle yapan ama aynı zamanda ağza sadece bir parmak bal çalınmış onun uyandıran bir Mustafa Kutlu kitabı.
Keyifli okumalar dilerim..
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227,7bin okunma
Çok yemekte vücûdun lüzumundan fazla kilo alması vardır ki, bu sebeple kalbin etrafı yağ tabakasıyla kaplandığı için, rahat nefes alıp veremez. Sonra kollesterin (kanda yağ birikmesi) denilen hastalığın başlıca sabebidir. Sonra, böbrekler vaktinden önce yorulur ve bozulur, vazifesini yapamaz olur. Daha sonra, mide tabiî halini kaybeder, büyür, elastikiyetini muhâfaza edemez. Bütün bunların neticesi olarak da tevessü-ü mide husûle gelir ki, yediklerini kolay kolay hazmedemez; bu yüzden bütün vücut rahatsız hale gelir.
Yeseviligin kurucusu Hoca Ahmed Yesevi'dir. Ahmed Yesevi, aynı zamanda Dinî Tasavvufi Türk Edebiyatı'nın ilk mühim siması olarak karşımıza çıkar. Ondan önce de Türk insanı, oldukça uzun bir zamandan beri İslâmî değerlere alışmış, tasavvufi fikirleri az çok benimsemişti. Türkler arasında onlara anlayabilecekleri bir Türkçeyle hitap ederek İslâmî hükümleri, tasavvufi esasları yaymaya çalışan dervişler vardı.Yahya Kemal’in “Bizim milliyetimizi asil ondan bulacaksınız” dediği ulu kişi Hoca Ahmed Yesevi’dir.Ahmed Hamdi Tanpınar’ın “Mazisiz bir hal olabilir; fakat gelecek imkânsızdır" sözü bu konuda düsturumuz olmalıdır.Ahmed Yesevi’nin tarihi rolünün yanında sosyolojik, kültürel, psikolojik rolünün de olduğu bugün artık bilinen bir gerçektir. 0, İslamiyetin kabulüyle farklı bir değerler bütünüyle karşılaşan halka bu dini, milli değerlerini koruyarak benimsemenin, kendine has yapmanın yolunu göstermiştir. Onlara tasavvufun temellerini öğreterek yeni bir hayat tarzı sunmuştur.Bunu yaparken sürekli yabancı tesirlerin baskısı altında olan Türk milletinin birlik halinde kalmasını sağlamıştır.
Bir şeye inanmayan insan başı boş bir avare , huzuru bulamayan bir divanedir..
Köklerinden yaratıcıya bağlı olan insanlığın, o kökü koparıp atma teşebbüsüyle tarih boyunca çektiği sancıları, devinimleri, buldum dediği anda daha bir derine batması durumunu güzelce analiz eden bir eser.
En dahilerin arayışlarında yollarını hakikate çıkaramamaları sonucunda trajik bir psikolojik bozulmaya kadar vardıkları olmuş neticede.