Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Ben, mutlak yalnızlığı ancak hayal edebiliyorum. Ben, erginlik öncesi hayallerimin sıcak bir görüntüyle teselli edilebilmesi uğruna bütün soyutluklardan vazgeçiyorum. Sevgi, yakınlık, arzu, ilgi, merak, güzellik gibi susamış olduğum bu tün kavramları ellerimle tutmak için büyük bir gerginlikle sarılıyorum sana. Benim gerçekliğim seni rahatsız ediyor.
Sayfa 327Kitabı okudu
Reklam
"Askeri birliklerin yığınak yapması gerektiğinde bunun arkasında bir darbe komplosu olabileceğinden korkuyor. Belki de orduyu kuvvetlendirmekten ziyade, onu savaşa yaramaz bir güç halinde tutmak istiyor. Padişah, kendi ordusunu kendine düşman gibi sayıyor. Kendi ordusunu, Rusların, Bulgarların, İngilizlerin ordularından daha tehlikeli görüyor."
Sayfa 208 - kırmızı kedi 2.abdülhamitKitabı okudu
Saldırgan ve yıkıcı eğilimler, insanın te­mel doğal özelliklerinin engellenmesi ve saptırılması ya da di­ğer insanların haklarına saygı göstermeyi öğrenememiş olması sonucu etkinlik kazanır. Dost ve yapıcı eğilimler de öğrenme süreçleriyle etkinleştirilir. Bu, çevredeki olumlu ilişkileri örnek alma ve dış dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılamama sonucu doğal olarak gelişir. Böyle bir insan, enerjisini savunmaları için harcamayacağından kendini yaşamayı başarabilir. Buna karşı­lık, sevgiden umudunu kesmiş bir insanda saldırgan eğilimler benliğe egemen olur. İlginç olan yön, böyle insanların kendi saldırganlıklarının çoğu kez farkında bile olmamalarıdır. En­gelleneceği ve zedeleneceği korkusuyla saldırganlaşan insan, yaşadığı kaygılara ve önyargılara öylesine tutsak olmuştur ki, ortaya çıkan sorunları kendisinin başlattığını göremez. Önceki bölümlerden birinde de değinildiği gibi, sorunların işbirliğiyle çözülebileceğini öğrenememiş olan insan için, karşı tarafın ger­çeklerini ve haklarını göz önünde bulundurmak, ödün verme ve hatta yok olma anlamını taşır.
Sayfa 164
Umut kaypak, tehlikeli bir şeydir. Dikkatini dağıtır ve kişiyi ait olduğu yerde, olanaklarda tutmak yerine olasılıklara yönlendirir.
Sayfa 182Kitabı okudu
NEVÂKIDU’L-İSLÂM METNİNİN TERCÜMESİ Müceddid İmâm Muhammed bin Süleymân et-Temimî rahîmehullâh (1206/1792) şöyle demiştir: Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle. Bil ki! İslâm’ı bozan şeyler, on tanedir.  Birincisi: Allâh’u Teâlâ’ya ibâdette şirk koşmak. Allâh’u Teâlâ, şöyle buyuruyor: “Allâh, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz.
Reklam
1.000 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.