Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyadaki Rüzgâr Türkiye'de Fırtına Oluyor Avrupa'da bunlar olurken Türkiye'deki aşırı solcular da boş durmuyorlardı. İstanbul'da bir üniversitenin kuruluş yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen bir şölenin, derhâl gerçek amacından saptırılmasına ve aşırı solcu bir mahiyet almasına çalışılıyordu. Türkiye'dekilerin de hemen
"Devlet'ten Millete" genellikle gazetenin başyazısı idi. Başlarda Galip ağabey (Galip Erdem) yazıyordu. İlk sayı yazısı da ona aittir. Her ne kadar Galip ağabeyin tembelliğinden şikâyet etsek te Devlet'e en çok yazı yazanlardan birisi idi. Hem başyazıyı yazardı. Hem kendi sütununda Mektupları yazardı. Galip ağabeyi iyi yazı
Reklam
Cumartesi Günleri Sohbetleri: Devlet gazetesinin bürosunun olduğu KÜBİTEM'in sohbet bakımindan en canlı olduğu zaman cumartesi günü öğleden sonralarıydı. O yıllarda cumartesi günleri yarım gün mesai yapılırdı. Okulundan çıkan öğretim üyesi, öğretmen, öğrenci ile bürokratlar KÜBİTEM’e uğrarlar ve birer sohbet halkası oluştururlardı. Bunlar:
Auguste Comte ve Pozitivistler, hakikatte, insanı maddenin esiri yaparak küçülttüklerini ve ruhi boşluk içinde muztarip bıraktıklarını düşünemiyorlardı.
336 syf.
8/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Okuduğum ikinci İsveç polisiyesi... Martin Beck serisinin ilk kitabı... Bize çok uzak olan bir coğrafyadan, toplumdan bir hikaye... Ama konu kadın cinayetleri olunca o kadar da uzak değilmiş. Günümüzün onmaz yarası olan kadın cinayetleri çağımızın sorunu değil bence. Ahlaki yozlaşmışlık ve sosyal çürüme sadece bizim toplumumuzda yok. 60 yıl öncesinin Avrupa'sında geçen bu kurgu, günümüze bi yansıma...
Kanaldaki Kadın
Kanaldaki KadınMaj Sjöwall · Ayrıksı Kitap · 2019164 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
Bir portre yazmak, sanıldığından daha zordur. Çünkü o kişiyi duygusal tarafınızla anlatırken, yazıyı bilgiyle de desteklemek zorundasınız. Ansiklopedi maddesi gibi yazamazsınız, o yazıya ruh ve edebiyat katmalısınız. Kişisel hatıraların dışında herkesin ilgilendiği konu ve olayları etraflıca anlatabilmelisiniz. Böyle bir kitabı yazmak fikri bende
Samsunspor Tarihinden 55 Portre
Samsunspor Tarihinden 55 PortreMehmet Yılmaz · Eflatun Kitap · 20241 okunma
Reklam
Alparslan Türkeş, Türk tarihine vâkıf bir liderdi. Bu yüzden Türk'ün sembolü olan ve sahiplenilmediği için unutulmaya yüz tutan değeri "kurt"u benimsemiştir. Türkeş'in, Millet Partisi lideri, rahmetli Osman Bölükbaşı'yla arasında geçen sohbeti de burada nakletmekte fayda görüyorum: Ancak Alparslan Türkeş'in bu işarete yüklediği başka bir anlam daha vardı. Onu da Millet Partisi kurucusu rahmetli Osman Bölükbaşı'na şöyle anlatmıştı: Bölükbaşı: Yahu Türkeş siz bir işaret yapıyorsunuz, kurda benziyor. Onu anladık da, benim bildiğim sen, Türkeş ona bir mânâ yüklemişsindir. Türkeş: Elbette ağabey (Bölükbaşı Başbuğ'dan yaşça büyüktür.). Bölükbaşı: Peki nedir? Türkeş: (Bir eliyle bozkurt işareti yapar, diğer elinin başparmağıyla işaret ederek tarif eder.) Bak ağabey, şu serçe parmak Türk'tür, şu işaret parmağı da İslam'dır. Şu bozkurt işareti yaptığımız işaretin arasında kalan boşluk ise cihandır (dünyadır). Son olarak kalan 3 parmağın birleştiği nokta ise mühürdür. Yani ağabey işaret ederek gösterir isek şu çıkar: Türk-İslam mührünü dünyaya vuracağız.
Göçebe, yarı göçebe kitlelere daha yoğun tesir eden tasavvufun temsilcileri olan Türkmen babaları Anadolu'da muvelleh sufilik akımının esas taşıyıcısı olmuşlardır. Ayrıca Kalenderilik ve onun bir kolu kabul edilen Haydarilik tarikatının Anadolu'da temsilcileri vardır. Mevlânâ'nın yaşadığı dönemde Ebu Bekir Niksârî isimli Kalenderî
Sayfa 72 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR
Başta yetmişlik sultan olmak üzere bütün Selçuk beyleri sarayın salonunda müzik seslerinin âhengine uyarak ve Türkçe şarkılar söyleyerek raks ediyor, dizlerini yere vurup kalkıyor ve eğleniyorlardı." (Turan 1969: 101). Osman Turan, Sultan Tuğrul'un evlenmesi dolayısıyla kaydedilen, Arapça kaynaklardaki bu bilginin “Türk dansları hakkında ilk tarihî bilgi" olduğunu söylüyor. Turan, Atsız'ın yakın dostu olmakla beraber bu kitabının ilk baskısı 1965'tedir. Bozkurtların Ölümü'nü yazdığı sırada Atsız'ın yakın görüştüğü Selçuklu tarihçisi Mükrimin Halil'dir. Türklerin ilk raksıyla ilgili bilgiyi onunla sohbetleri sırasında öğrendiğini sanıyorum.
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.