Küçük insanlığn her biri resmederken bütün içindeki tutarsızlığı // ve tutarsızlığın küllerinden doğan hakikatini //En değerlisi nisyanın ve hayalin bir yansıması
Filozoflar derler ki: Allah'm ilk olduğu söylendiği taktirde, bu o'nun kendisinden sonra gelen varlıklarla ilişkisi olması anlamına gelir. Eğer Allah'ın ilke olduğu söylenirse, bu, kendisinden başkasının varlığının kendisinden geldiğine ve kendisinin onun nedeni olduğuna işarettir. Dolayısıyla böyle bir şey de, O'nun neden olduğu şeylerle ilişkisi bulunması anlamına gelir. Eğer "Allah var olandır” denirse, bu "Allah bilendir” anlamına gelir. Eğer Allah’ın bir töz olduğu söylenirse, bunun anlamı da, O’nun bir dayanağı bulunmaksızın var olmasıdır ki, bu da olumsuzluk demektir. Eğer O'nun öncesiz olduğu söylenirse, bunun anlamı, başlangıçtaki yokluğun O’ndan kaldırılmasıdır.
Reklam
Bizim dünyamız hızın ve tutarsızlığın damgasını taşır. Felsefe bize, bu hızı ve tutarsızlığı bir şekilde kesintiye uğratarak ya da duraklatarak bunun iyi olduğunu şunun iyi olmadığını söyleme olanağı vermek zorundadır.
Bir şeyin yokluğu ortadan kalkınca, onu bu şeyin varlığı izler; varlığı ortadan kalkınca da, yokluğu söz konusu olur. Yokluğun kendisi varlığa dönüşemeyeceği ve varlığın kendisi de yokluğa dönüşemeyeceği için, bunları kabul eden kendilerinden başka bir üçüncü şeyin bulunması zorunludur, "imkân" la, "oluşma" ile ve "yokluk niteliğinden varlık niteliğine dönüşme" ile nitelendirilen işte bu üçüncü şeydir; çünkü yokluk, ne oluşma ile ne de değişme ile nitelendirilebilir.
gazali der ki : Onların, "imkansızlık, bir şeyle nitelendirilen maddeyle ilişkilidir; çünkü maddenin bu şeyin karşıtı ile nitelendirilmesi imkânsızdır" biçiminde imkânsızlıkla ilgili olarak saptıkları dolambaçlı yola gelince, aslında her imkânsızlık böyle değildir;/ çünkü yüce Tanrı'nın bir ortağının bulunması imkânsız
Genel olarak, varlık genel bir kavram olup, zorunlu ve mümkün olmak üzere ikiye ayrılır.Eğer bu iki bölümden birinin özel ayırımı genel kavrama eklenmiş ise, İkincisinin özel ayırımı da aynı durumda olup, aralarında hiçbir ayrılık yoktur. Oysa varlığı, mümkün ve zorunlu olmak üzere ikiye ayırmak, canlı varlığı, akıllı ve akılsız ya da yürüyen, yüzen ve uçan canlılar diye ayırmağa benzemez; çünkü bunlar, cinse eklenmiş şeyler olup, eklenmiş bir takım türleri ifade ederler; sözgelişi, canlılık onların ortak kavramıdır. Bu özel ayırımlar, onlara eklenmiş şeylerdir. Öte yandan ibni sina'nın yaptığı bölümlemeye göre, varlığın bir bölümünü oluşturan mümkün, nefsin dışında fiilen bulunan bir şey değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, bu görüş yanlıştır; çünkü varlığı için bir nedene muhtaç olan varlığın yokluktan başka kendi özünden kaynaklanan bir kavramı yoktur. Başka bir deyişle, başkası dolayısıyla var olan her şeyin yokluktan başka kendi özünden kaynaklanan bir kavramı bulunmamaktadır.
Reklam
212 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.