Tebasını uyutmayı vazife belleyen faşistler ve firavunlar için birebirdir futbol. Derler ki, Franco, İspanyol mühendislerine "bana yüz elli bin kişilik bir uyku tulumu yapın" demiş de Barnebau Stadı bu emirden doğmuş.
"Sen..." dedi en sonunda. "Gerçekten büyüsün, Gökçen."
Güldüm.
"O niyeymiş?"
Yine içli içli baktı gözlerime.
"Tek bir bakışınla bana yaptıramayacağın hiçbir şey yok. Bu büyü değil de ne?"
Tebessüm edip nazikçe tek elimle okşadım yanağını. Kendisine Sultan Süleyman'ın methiyelerinden biriyle cevap vermekten başka seçeneğim yoktu.
"Büyücü memnun."
Hemen ekledi:
"Büyülenen memnun."
"Sen..." dedi en sonunda. "Gerçekten büyüsün, Gökçen."
Güldüm.
"O niyeymiş?"
Yine içli içli baktı gözlerime.
"Tek bir bakışınla bana yaptıramayacağın hiçbir şey yok. Bu büyü değil de ne?"
Tebessüm edip nazikçe tek elimle okşadım yanağını. Kendisine Sultan Süleyman'ın methiyelerinden biriyle cevap vermekten başka seçeneğim yoktu.
"Büyücü memnun."
Hemen ekledi:
"Büyülenen memnun."
Sayfa 211Kitabı okudu
Mutlaka okuyun!!!!
Şeyh Abdulselam, sadece tarihi bir Kürt şahsiyet değil aynı zamanda, Kürt toplumunda önemli bir ahlak anlayışının temsilcisidir.
Şeyh Abdulselam, babası Şeh Muhammed' in 1903 yılında ölümünden sonra Barzan aşiretinin başına geçti.
Şeyh Abdulselam Barzani, yurtsever bir kişidir. Kendi halkının, Kürtlerin Kürt olmaktan doğan haklarının gasp
Sayfa 35
duyuyor kamçı gibi bu acı acı değil
kılıç değil gürz değil kargı ok ucu değil
düşlüyor yorumunu kimse bulucu değil
kitaplara bakıyor kan geliyor ağzından
Sayfa 89 - Ötüken yayınları, ikinci baskıKitabı okudu
Ümmü Süleym bint Milhan Radıyallahu anha
Enes Bin Malik radıyallahu anh anlatıyor; “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye geldiği zaman, ben küçüktüm. Annem Ebu Talha ile evlenmişti. Ebu Talha o sıra fakir kalmıştı. Zira malının tamamını sadaka olarak vermişti. Bir iki gün hiç yemek yemeden geçen zamanlarımız olmuştu.
Bir gün annemin eline biraz arpa geçmişti. Onu un yaptı ve
Suudi rejiminin koruyucu gücü olan Muhafızlar herhangi bir iç ayaklanmaya karşı el-Suud’u korumak için varlardı. Askeri darbelerin yaşandığı bir dönemde düzenli askeriyedeki güç dengesini sağlamak her şeyden daha önemliydi. Suudi Ordusu ve Hava Kuvvetleri’nin kadroları, kozmopolit sahil şehirlerinden gelen ve sıklıkla Arap ulusalcı ve sosyalist fikirlerini benimseyen hırslı genç memurlardan oluşuyordu. Muhafızlar -başlangıcında İhvan’dan kalanları içlerine kattıkları için- böyle yabancı düşüncelere karşı dirençliydi. Tutucu İslam anlayışıyla aşılanan birlik, her zaman Necid’in muhafazakâr aşiret üyelerinden adam almayı tercih ediyordu. Cüheyman on dokuz yaşındayken birliğe katıldı.
“Büyücü değil ama beni büyülüyor.”
