Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaman Dede demiş ki: "Kimseyi kırmamak, gayretle ve çalışmakla başarılabilir ama kimseye kırılmamak çok zor bir meseledir. Bu meseleyi başarmadan da kimse 'Ben çok sabırlıyım, demesin. Sabır sahibi olmak bir nasip işidir, onlar Allah'ın hususi sevdikleri ve korudukları içindedir."
Sayfa 67
“İster inan, ister inanma! Bizim dümbüklük birinciye, geçim durumu zorlaması dümbüklük olmadığından, keyif dümbüklüğüdür, kökü pislikte olma dümbüklüğüdür açıkçası, yatkınlık dümbüklüğüdür! Yahu bizde böyle yaman bir yatkınlık varmış da biz şimdiye dek... Vah başıma! ‘Kara kaplı kitaplarla neden boğuştun bunca zaman bre kodoş?’ desene... Evet, geçim durumu zorlaması olsa canım yanmaz! ‘Ulan teres!’ demeli! Sen bankadaki paranın hesabını bilir misin? Hayır, bilmezsin! Arsaların sayısını bilir misin? Hayır, bilmezsin! Ülserli bir dürzü olup sabahtan akşama kadar iki kuruşluk yavan gevrek kemirirsin! Onurlu insana mahsus bütün yemeklere perhizsin! Göbekli olduğundan bir urbayı beş yıl giysen kimse fark etmez! Yarına çıkacağına elinde senedin de yok! Peki, nedir öyleyse? Bir herif dümbüklüğe sıvandı mı, evet, birinciye cibilliyeti boklu olduğundan sıvanmıştır. İkinciye, dede sürmesi zanaatı olduğundan sıvanmıştır.”
Reklam
Mühtedî Abdülkadir Yaman Dede için -ilerde kendisinden uzun boylu bahsedeceğim- Hâlis Erginer Bey de bir târih kıt' ası söylemiştir. İstitrâden onu da burada zikredelim: Molla'yı Rûm görmedi ondan yaman Dede Dünyaya geldi gitdi nice müslüman Dede "Ha" çekdi Canlar öğdü bu târîh-i cevheri Halvet-saray-ı Pire ulaşdı Yaman Dede
Sayfa 342Kitabı okudu
Abdülkadir Yaman Dede için Hâfız Yûsuf Bey'in başka yerde görülemeyecek bir "mersiye" yazmasını istedim. Şunu yazdı: Ey ilâhî şem'anın pervânesi Nûr-ı vahdetle münevver mühtedî Bak 'Diyamandi' denilmişdi sana Doğduğunda, sonra çıktı mesnedi Sen bir elmaspâre-i îmân idin Parladı kalbinde nûr-ı sermedî Mesnevî den vahdeti idrâk ile Veche-i tevhîde oldun muktedî Ey Dedem devletlû Abdülkadirim Rûhunun cennetler olsun meşhedî.
Sayfa 342Kitabı okudu
Muhtedî Abdülkadir Yaman Dede'nin asıl adı "Diyamandi" idi. "Diyamand" elmas demekti. Hâfız Bey bu münasebetle ona şöyle bir târih beyti söylemiştir: Ehl-i dil târîhine böyle dedi: Ric'at etdi kânına elmas idi.
Sayfa 341Kitabı okudu
Yanmak?!! Yandığını sanmak…
Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın Âteşle yaşar yaşla değil yâresi aşkın Yanmakdır efendim biricik çâresi aşkın Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma
Reklam
Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın!
Yak sînemi âteşlere efgânıma bakma Rûhumda yanan âteşe nîrânıma bakma Hiç sönmeyecek aşkıma îmânıma bakma Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma Ağlatma ki âlâmımı tahfîfe de başlar Ağlatma serinletmededir bağrımı yaşlar Rahmetme sakın gerçi dayanmaz buna taşlar Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın Âteşle yaşar yaşla değil yâresi aşkın Yanmakdır efendim biricik çâresi aşkın Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma.
Kimsesiz kimse olmaz, kimsenin vardır kimsesi Kimsesiz kaldım meded ey kimsesizler kimsesi
Sayfa 117Kitabı okudu
O da aşkı feragatte aramıştı. Çünkü feragatsiz aşk, aşk olamazdı... Bülbül güle âşıktır ama gülün rengi ve kokusu vardır. Aşkına karşılık bulmaktadır. Bülbül kâm almak için âşıktır. Gerçek aşk, yalnızca pervanede kendini gösterir. O yalnız yanmak için âşıktır. Tam da Dede'ye göreydi bu.
Sayfa 116 - Yaman DedeKitabı okudu
"Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına Meyl-i cânân etmesin her kim ki kıymaz cânına"
262 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.