BİR SİNEĞİ KOVALARKEN BAŞLADI HER ŞEY..
Hey Ulu Hakan!
Ve
İtalyan heykeltıraş Valeriyani 'nin yaptığı, yediyüzellide bir oranında küçültülmüş Dersaadet maketinde, Ayasofya semtinde bir çatı katında, içeride sedirde oturup kitap okuyan bir gencin elindeki kitabın arasındaki Paris' ten postalanmış ihtilal beyannamesini gören gözleri!! :)
Uzun
Bizler inançsız yaşayamayan küçük şeytanlarız ve dünyamız da tarih öncesinden bugüne müşterisi hiç eksik olmayan bir inanç pazarı. Hal böyleyken, dört bir yandan ruhumuzu ve eylemlerimizi kuşatan bir imanın içine doğan biz aciz kullar, nasıl düşünebilirdik ilahsız bir kozmos’u. Payımıza düşen neydi? Ya komşuların mabuduna inanacaktık kati suretle
Doğuda bir baba vardi
Batı gelmeden önce
Onun oğullari batıya vardı
Birinci oğul batı kapılarında
Büyük törenlerle karşılandı
Sonra onuruna büyük şölen verdiler
Söylevler söylediler babanın onuruna
Gece olup kuştüyü yastıklar arasında
Oğul masmavi şafağin rüyasında
Bir karaltı yavaşça tüy gibi daldı içeri
Öldürdüler onu ve gömdüler
Tam bir İhsan Oktay Anar kitabıydı diyebilirim. Eğer ki İhsan Oktay Anar’ın eserleriyle daha önce karşılaşmadıysanız ilk okuyacağınız kitap Yedinci Gün olmamalı. Gerek Osmanlıca kelimeleri oldukça fazla kullanılması, gerekse olay örgüsünün kullanım biçimi ağır gelebilir. Sindirilerek okunması gerekir.
Tarih, din, yaratılış felsefe çoğu türü
Tam bir İhsan Oktay Anar kitabı idi. 1870’lerde başlayıp 1940’larda devam eden bir örgüsü var. Sıra dışı anlatımı yine dikkatleri çekiyor. Anar, gerçekten farklı bir yazar. Belli bir standardı var ve her okur bu ağırlığın altına giremez. Romanlarındaki mizah/karamizah dozu fevkalade iyi ayarlanmış.
Yedinci Gün ile ilgili en çok da şunu söylemek isterim; mükemmel bir bölüme sahip. Sayfa 161 ile 183 arasındaki Oğul adlı bölümden bahsediyorum. Bence Türk edebiyatının en iyi savaş meydanı anlatımıdır. Kafkas Cephesinde çarpışan askerleri muhteşem bir bakış açısı ve cümleler toplamıyla anlatmış. Öyle ki, o soğuğu, o ortamı, çatışmayı, ölümü, karı, kışı, düşmanı… Her şeyi hissedebiliyorsunuz. Er Ryan’ı Kurtarmak filminin giriş sahnesi nasıl ki sinema tarihinin en başarılı savaş sahnelerinden biridir, buradaki Oğul bölümü de benim için Türk romancılığının en iyi savaş ortamı anlatımıdır.
“Hafiye taifesi ve sansür yoluyla kullarının akıllarını kullanmalarına kısıtlama getirdiğinden, onlar adına da her şeye şimdi bizzat karar vermeye mecburdu.”
Kitabın ismi Tanrı’nın evreni yarattığı altı günün sonunda dinlendiği yedinci günden geliyor. Roman; Baba, Oğul ve Hayalet adlı üç bölümden oluşuyor. “Baba” bölümü II. Abdülhamit son
Doğuda bir baba vardı
Batı gelmeden önce
Onun oğulları batıya vardı
Birinci oğul batı kapılarında
Büyük törenlerle karşılandı
Sonra onuruna büyük şölen verdiler
Söylevler söylediler babanın onuruna
Gece olup kuştüyü yastıklar arasında
Oğul masmavi şafağın rüyasında
Bir karaltı yavaşça tüy gibi daldı içeri
Öldürdüler onu ve gömdüler kimsenin
Okurken beni fazlasıyla zorlayan bir İhsan Oktay Anar kitabıydı. Hikayenin içerisine girmem biraz uzun sürdü. Ancak kitabı bitirdiğimde yine çok güzel yazmış dedim. İhsan Oktay kitaplarını okurken biraz sabır gerekiyor.
Kitap ismini Tanrı'nın evreni yarattığı altı günün sonunda dinlendiği yedinci günden alıyor. Dini boyutu yüksek bir kitap. Üç bölümden oluşuyor. Baba, Oğul ve Hayalet. Hıristiyan inancındaki Kutsal Ruh'un yerini burada Hayalet almış. Her bölüm bir dönemi temsil ediyor. Baba Abdülhamit dönemini, Oğul Birinci Dünya Savaşı dönemini, Hayalet ise Cumhuriyet sonrası dönemi temsil ediyor.
İhsan Oktay kitapları okuyup geçilecek kitaplar değil. Anlatılanın ötesinde alt-metinlerde okuyucuya verdikleri çok başka. Biraz dikkatli olup onları anlamak lazım. Yoksa boşa bir okuma olur. Okuması her ne kadar zor olsa da sevdiğim bir kitap oldu.
Serinin altıncı kitabı biraz durağan başlasa da sonradan çok güzel ilerledi ve karakterlerle ilgili çok şaşırtıcı gelişmeler oldu. Nynaeve'in yalıtılmışlara şifa verme özelliğini keşfetmesi, Egwene'in Amrylin Makamı olması beni en şaşırtanlardı. Ayrıca Rand'ın Galad ile kardeş olduklarını öğrenince de şok oldum. Nynaeve'in tutsak aldığı Terkedilmiş'in sorun çıkaracağı çok belliydi, ondan direkt kurtulması gerekiyordu.
* * *
Bu kitapla beraber favorim artık Mat oldu. Olver ile baba-oğul ilişkilerini okumak keyif vericiydi. Elayne'den iyice soğudum. Rand'i paylaşmaları, o muhabbetler çok rahatsız etti beni. Perrin-Faile de seriyi okuyan çoğu kişinin aksine sevdiğim bir çift.
* * *
Yedinci kitapla serinin biraz durağanlaştığını duysam da merakla okumayı bekliyorum.
Kaos LorduRobert Jordan · İthaki Yayınları · 2019601 okunma