Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
New York - İstanbul - Konya Yolculuğum
Yunanistan 'da, Megara'dan yola çıkan Byzas, yeni bir şehir kurmak istemektedir. Yer konusunda gidip Delfi Kahini'ne danışır. Kâhin de şehrini "Körler Ülkesi nin karşısına" kuracağını söyler. Byzas, kafası karışmış bi şekilde dolanırken, bugünkü Sarayburnu'ndan, o günkü Khalkedon'a (Kadıköy) bakarak, "Bu körler niye şehirlerini bu güzelim yer dururken o çorak yere kurmuşlar ki?" diye düşünür. Ve tabii aklına Delfi Kâhini'nin sözleri gelir... İstanbul'u nereye kuracağını bulmuştur...
Sayfa 106 - İndigoKitabı okudu
Gizemim ben, özlemim. Ulaşılmak istenen erkim. Çağların derinliklerinden gelen ruhum ben. Bizas'ın kahini, Constantinus'un rüyası, Iustinionus'un 'Kutsal Bilgeliği'yim. Fatih'in payitahtı, Süleyman'ın Sinan'ıyım ben. Kadim bir gerçeğim ben. Dileyene yar, dileyene diyar. Kim ne dilerse, isteği, istediğiyim ben. Ulaşılmak için kan dökülen, kutsal inciyim ben. Dünyanın incisiyim ben...
Reklam
269 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Büyülü bir yolculuktan, Osmanlı'nın eski dönemlerinden çıktım geldim. Davutla takıldım, Eflatun'un suskun ama güleryüzlü çehresini izledim, Kalın Musa'ya güldüm, Veysel Efendi'ye üzüldüm, Galata Mevlevihanesi'ni ziyaret ettim, Yedikule kahini ile konuştum, Zincirlihan'daki çeteyi gözetledim ve buradayım. "Suskunlar", İhsan Oktay
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
#kitap #okudumbitti #kitapyorumu Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında bulunduğu dönemde... Romanya’nın Köstence şehri 19.Yüzyılın sonlarına doğru Ruslar tarafından işgal edildiği bir gecede doğan, olağanüstü bir zekâya sahip, bir kızın hikâyesi. Kız daha 8 yaşındayken yolu İstanbul’a düşer ve Osmanlı’nın ekonomik problemlerle boğuştuğu, dünya siyasetinde önemini kaybettiği, dağılmaya yüz tuttuğu o sorunlu dönemde ve bunların üstesinden gelmeye çalışan Sultan II. Abdulhamit ile yolu kesişir. Kitap okuyucuyu sıkmıyor, akıcı ve dili hafif. O dönemin İstanbul’unu çok güzel betimliyor. Kendinizi İstanbul’da hissediyorsunuz. Kitabın sonunda yazarın kitabıyla ilgili bir bölüm: “Orada, yığının en üstünde, 1880’lerde yaşamış, derin ve insanın içine işleyen bakışıyla tarihin ötesine uzanan bir genç kızın fotoğrafı vardı. O fotoğrafı gördüğümde, her şey yerli yerine oturdu. İşte Eleonora, kahramanım buradaydı. Bana oldukça mantıklı geldi. Roman İstanbul’da, son üç gündür gezindiğim sokaklarda geçecekti. Resmi satın aldım, otelime geri döndüm ve gecenin büyük bir bölümünü yazarak geçirdim.” #kitaptanalıntılar Herkes, bir noktada bu dünyadan ayrılmak zorundaydı, ama gitmeye kim hazırdı ki? İstenmeyen sonuçların oluşturduğu bir dağın ayaklarının dibinde yükseldiğini hissedebiliyordu; bu dağ onun altında çöküyordu. Yaptığımız her seçimde, tepkisiz kalmayı seçtiğimizde bile, kapıyı farklı geleceklerin yüzüne kapatmak zorunda kalırız. Kader yolunda attığımız her adım, olanakların gitgide daralmasını, paralel bir dünyanın ölümünü simgeler.
İstanbul Kahini
İstanbul KahiniMichael David Lukas · Pegasus Yayınları · 201145 okunma
Yaptığımız her seçimde, tepkisiz kalmayı seçtiğimizde bile, kapıyı farklı geleceklerin yüzüne kapatmak zorunda kalırız.
Sayfa 320Kitabı okudu
Sessizlik pelerinini çıkarıp ayaklarının dibine düşmesine izin verdiğinde anlamıştı.
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
Kaygan bir balık; suyun içerisindeyken pulları parıldayan oltanın ucudayken asil bir savaşçı, ama teknenin dibindeyken bir kurşun kadar donuk...
Sayfa 193Kitabı okudu
Eninde sonunda ayrılmak zorunda kalacağını bilmek ile bu ayrılık ile karşı karşıya gelmek arasında çok fark vardı.
Sayfa 121Kitabı okudu
Nasıl hissedeceğime neden kendim karar vermeyeyim? Sonuç olarak, onlar benim duygularım.
152 syf.
8/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Pamuk'un kahini
Masumiyet müzesi ile tanışıp hayran olduğum bir yazar Orhan Pamuk. Masumiyet müzesi, Kırmızı Saçlı Kadın, Kar, Benim Adım Kırmızı ve son olarak okuduğum bugün bahsedeceğim; Beyaz Kale.. Pamuk'un okuduğum 5 kitabından yola çıkarak, en kisa, en az betimleme barındıran ve zor anlaşılan bir kitabı olduğunu söyleyebilirim. Esere gelecek olursak ; 17.yy Osmanlı döneminde geçen romanimiz, Venedikli bir tüccarın Türkler'e esir düşüp, İstanbul'a getirilmesiyle başlar. Paşa tarafından köle olarak alınıp, daha sonra 'Hocaya' hediye edilir, kahramanımız. Fiziksel olarak kahramanımıza benzeyen 'Hoca' , karakter olarak esirimizden çok farklıdır. Kitap boyunca; Hoca-esir, Öğretmen-öğrenci ,Doğu-Batı arasındaki ilişkiyi okuyoruz. Kitapta birbirine çok benzeyen ,iki karakter okuyunca aklıma Dostoyevski 'nin 'Öteki' romanindaki 'Bay Golyadkin' gelmesi muhtemeldir sanırım. Zaten yazarimizda son sözünde bundan bahsediyor. Esir düşüp İstanbul'a getirilen kahramanımızin bir sözünü şuraya bırakmak istiyorum. "Istanbul'un güzel şehir olduğunu, ama insanin burada köle değil, efendi olması gerektiğini düşünürdüm." Ben severek okudum, okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim.
Beyaz Kale
Beyaz KaleOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma
Reklam
268 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İhsan Oktay Anar yine neşeli, heyecanlı, fantastik ve felsefi bir üstkurmaca olan bir roman ile karşımızda. Suskunlar, adını musiki makamlarından alan üç bölümden oluşmakta. Romanın ilk bölümü olan Yegah'ta kişiler, mekanlar ve olaylar yaratılarak esrarengiz hikayelere giriş yapılmakta. Burada Hızır Paşa'nın mehter takımında kös tokmaklayan Kalın
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
Sürükleyici anlatımı ve başarılı çevirisine rağmen; kitabın ismiyle uyuşmayan içeriği ve son sayfalara kadar beklenti içinde okuyup da sürpriz bir finalle karşılaşmamdan dolayı hayal kırıklığı yaşadığım bir okuma oldu...
İstanbul Kahini
İstanbul KahiniMichael David Lukas · Pegasus Yayınları · 201145 okunma
Kanal İstanbul çevresinin yabancılara imara açılması. O dönem bu dönemmiş
İstanbul fethinin ardından Fatih orada yaşamakta olan bir kahini bulur ve İstanbul'un Osmanlı'da kalıp kalmayacağını sorar. Kahin ise şöyle cevap verir; İstanbul hiçbir zaman savaşla kaybedilmeyecek, ancak gelecekte İstanbul'daki mallar, mülkler yabancılara satılacak ve burası adeta bir yabancı toprağı haline gelecek. Fatih Sultan Mehmet'in bunu duyduğunda çok sinirlendiği ve şöyle dediği rivayet edilir; Kendi arazisini yabancılara satanlar Allah'ın gazabına uğrasın!
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.