Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şahmerdan
“Bana öyle gelirdi ki, çocuklar yalnız kışın büyürler.”
Şahmerdan
“Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum. Cennetlerin olduğu yere doğru. Ne açıkları, ne açları, ne beni kızına münasip görmeyen zengin tüccarı, hiçbir şeyi düşünmeyeceğim. Dertlerimden kime ne? Bırakın beni harpler... Kadınlar... Çocuklar... Αςlar... Deliler. Yürümek. Şoseden ayrılan yoldan bir cennete doğru yürümeye bırakın.”
Reklam
Şahmerdan
“Şoseden ayrılan yolların güzel, harikulade yerlere, bilinmedik, hep arzulanmış yerlere gittiklerini zannetmeyen bir yaradılışta kaç insan vardır, bilmem. Varsın olsun! Mademki her zaman insanların içinde bir cen net yaratmak hulyası hakikat kadar kuvvetlidir.”
İnsan başkalarının aç, perişan olduğu günlerde nasıl mesut olur? dememeli. Öyle bir olur ki.
Mademki her zaman insanların içinde bir cennet yaratmak hülyası hakikat kadar kuvvetlidir.
İran hududuna yakın köylerin birindendi. Bütün dertlerini, yüz kelimelik bir kamus içinde anlatabildiği için; dertsiz denebilirdi. Saçında bir tek ak olmadığı halde kırk yedi yaşındaydı. İnce, kara ve uzun bıyıkları vardı. Kaya kadar kuvvetli idi. İskelenin en ağır yükünü omuzlarına yükledikleri zaman, bir gurur duymasa homurdanır, hiç olmazsa suratını buruşturur; yahut, çocuk gözlerinde bastırılmış bir hiddetin alevi parlardı. Böyle şeyler olmazdı! Kuvvetini muhafazaya mecbur insanların insiyakı haliyle gülerdi. Ne memnun, ne de mağrurdu, denemez. Yüzünden hiçbir şey anlaşılmazdı. Adeta esrarengizdi.
Sayfa 64 - YKYKitabı okudu
Reklam
Hakan
Bundan önceki anayasa referandumunun evet kampanyasını Hakan Şükür başlatmıştı, "ülkemizin geleceği için evet diyorum" demişti. Şu anda terörist olarak aranıyor, yurtdışına kaçmak zorunda kaldı, babasını bile tutukladılar, malına mülküne el kondu. Nazlı Ilıcak evet' in en büyük destekçisiydi, "tahakküm edici havadan kurtulmak
Sayfa 90 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
-Harp olacak, Ali Rıza, demişlerdi. -Olsun be, demişti, yanacak hasırım yok ya dünyada. Yaş da altmış, vız gelir. İsterse dünya yansın.
Yüzle ahlak arasında herhalde müthiş bir münasebet vardır. Güzel olan muhakkak güzel ahlaklıdır demiyorum. Fena ruhlu, güzel yüzün, insanı perişan eden, mahveden sihri de inkâr edilemez. Yalnız şunu demek istiyorum ki ahlakın yüze eklediği mimikler, hatta renkler, tikler yüz ve ahlâk her ikisi güzelken de vardır. Hatta bunlar sevimlidirler. Ahlak bozulmazsa, tertemiz, sevimli, hatta dostun onları taklit edeceği gelesi kadar tatlıdır.
İnsan başkalarının aç, perişan olduğu günlerde nasıl olur da mesut olur, dememeli. Öyle bir olur ki. Öyle de bir olmayabilir ki...
Reklam
Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum. Cennetlerin olduğu yere doğru. Ne açıkları, ne açıları, ne beni kızına münasip görmeyen zengin tüccarı, hiçbir şeyi dişünmeyeceğim. Dertlerimden kime ne?
Gönül meselesinde ise ne yapıp yapıp bir çare bulmalıydı. Gönül meselesi ile boğaz me­selesi mühim şeylerdir.
Hayatta her vakayı, her hadiseyi, boş günler hazırlar. Bomboş gibi gelen, hiç manasız gibi gözüken.. bir arkadaşa merhaba deyip geçmekle biten o boş günlerimiz..
Hayat yine o ağır ve aktığı belli olmayan halini almıştı. Bozuk bir saat gibi konuşmuyordu.
Sükût. .. Kim der ki bu bütün hazların hazzı değildir? Sükût... Sükûn ... Oh!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.