“Sevgi duygudan ibaret değildir, bir sanattır. Sanatta olduğu gibi sevgide de ilham yetmez, emek vermeden olmaz.”
Hızlı hızlı okuduğum ama ortanca bölümlerden sonra hayretler eşliğinde okuma hızımı düşürdüğüm bir roman oldu. Kendi hazlarımız için bencillik yaparız. Karşımızda ki insanları düşünmeyiz,empati kurmayız.Türlü türlü entrikaların geçtiği bu eserde başkahramanımız Linda hep bi arayış içindedir. Bu arayışı yaparken gözü kararmış derim. Sevgi her daim bir ihtiyaçtır, benimsenmek, ilgi görmek bunlar son derece mutlu eden objelerdir. Başkahranımız da tam bir sevgi yoksulu gibi genç yaşta aşık olduğu ama sonradan evlendiğini öğrendiği Jacob'u tahrik eder. Onu elde etmeyi başarır, fakat evli bir insan ona ne kadar sevgi aşılayabilir ki?
Genelde başkahramanımız okurlar tarafından tebrik edilir ama aynı kanaatte değilim ben. Etik dışı yollar ile aile yapısına zarar veren bu kahraman gözümde bencil varlıktan başka bir şey değil. Okurların başkahramını övmeleri ise ;kendi ayakları üzerinde durabilen biri olması, arayışlar peşinde olması gibi tarzı özellikler olması gerekiyor. Farklı bir şekilde övülecek bir yönü yok zannımca.
Son olarak ;Bu kitap neden okunulur? Çünkü bu kitapta hepimize ait bir parça var. Hepimizin hayatından kesitler var, sevmek kabiliyetlerimiz ne kadar güçlü olursa olsun bir taraf hazımsız ise ne yazık ki üzülen hep siz olursunuz. İyi günler dilerim