"ister uc bin istersen bundan da fazla yıl omrun olsun, kaybedecegin ve yasayabilecegin tek bir hayatın var. Bu yuzden de en uzun ya da en kısa hayatı yasamıs olmanın hicbir onemi yok. Cunku omrun uzunlugundan bagımsız, simdiki zaman herkes icin birdir ve herkesin elinde olan tek sey de budur. Kimse gecmisi ya da gelecegi kaybedemez. Senin olmayan bir seyi nasıl kaybedebilirsin ki?" Marcus Aurelies
"Köleliğin en utanç
verici halini düşünün. Bu bile gönüllü kö
lelikten daha kötüsü değildir," der.
Bugün böylesi bir köleliği ha!a gö
rmek mümkün. Dağı nıkbir arkadaşının
arkasından temizlik yapma mecburiyeti
hissedenbir temizlik bağımlısı . Her bir ç
alışanını yakından kontrol edenve tek
kuruşun dahi hesabını yapan bir patron.
Hiç vaktimizinolmadığı ama mecburen
katıl mayı kabul ettiğimiz say ısız iş, or
ganizasyon ya da toplantı .
Zaman zaman mecburiyetlerinin bir
listesin i çıkar. Bunlardan kaçı nı gönü llü
olarak yapıyorsun? Kaçı gerçekten
gerekli?
Sandığın kadar özgür müsün?
Okur Takip Önerileri
Cinayetin her türlüsü iğrençtir, suçtur ve yanlıştır..
Her bir fert kendi şahsi ve sınırsız tekamülüne doğru ilerlerse, bir bütün olarak insanlık hayatı, ezelî ideali olan tekamülüne doğru ilerler.
Devletin mutluluğunun halkın sefaletiyle birlikte arttığını söyleyebiliyorlar..
Bu yüzdendir ki, ''Hükümetsiz ve otoritesiz hayat nasıl nasıl bir şey olurdu?'' sorusuna verilecek cevap ancak şu olabilir: Hükümetin yol açtığı şerlerin hiçbirisi asla mevcut olmazdı. Özel toprak sahipliği, millete gereksiz şeyler harcanan vergiler, milletlerin bölünmesi bazılarının diğerlerince köleleştirilmesi, milletin en bereketli kaynaklarının savaş hazırlığına harcanıp israf edilmesi, bombalardan ve darağaçlarından duyulan korku... bunların hiçbirisi olmazdı; ve bazılarının anlamsız zevk ve safhasına karşılık, diğerlerinin daha da anlamsız fukariligi hiç olmazdı.
Uyanmış insan,Devlet denilen şeye inanmaz..
...O yüzden,kendisini değil de başkalarını kontrol etmeyi isteyen bir kişi görürseniz, bilin ki o hür değildir:O, insanlara hükmetme tutkusunun kölesi olmuştur.(Epictetus)
Sayfa 144Kitabı okudu
Kısacası, Hristiyan dünyası insanların sefaletinin ardındaki sebep,insanların şuursuz imansızlığı ve sözde eğitimli insanların da imanı şuurlu biçimde inkar etmesidir.
Sayfa 100Kitabı okudu
...Dine atfedilen üçüncü anlam ise şudur :Zeki insanların hem kendi rahatları için ve hem de sıradan kitlelerin tutkularını dizginlemek ve onları yönetmek için geliştirdiği bir önermeler ve kurallar bütünüdür.Dine lakayt kalan, ama onun faydalı bir yönetim aleti olarak görenler dine bu anlamı atfetmektedir.
Sayfa 69Kitabı okudu
En ahmakça hurafelerden birisi bilim, adamlarının insan imansız yaşayabilir şeklindeki hurafesidir..
Hakiki din, insanı ile onu kuşatan sonsuz hayat arasındaki ilişkinin kurulmasıdır ve insanın hayatını bu sonsuzlukla birleştirerek onu hareketlerine yol göstermektedir.
Eğer hiç imanınız olmadığını hissediyorsanız, bilmelisiniz ki, bir insanın düşürebileceği en tehlikeli konumda bulunuyorsunuz.
Öğrendiğimiz doğruları uygulamazsak, başkaların felsefesini yorumlayan birer geveze olmaktan öteye geçemeyiz.
Size bir filozofun sahip olduğu güçleri göstereceğim.
"Hangi güçlerdir onlar?"
Hiçbir zaman hayal kırıklığı yaşatmayan bir arzu; hiçbir zaman başarısız olmayan bir kaçınma duygusu; düzenli bir çaba; vazgeçilmeyen bir hedef ve asla aceleye gelmeyen bir karar verme yetisi. Görecekleriniz işte bunlardır.