Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orhan Akyol

Orhan Akyol
@ariforhan
mühendis, tonmaister, çiftçi, toplum gönüllüsü...
Doğa Okur
Çanakkale
927 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Sevgilim, bizim memleketin çocuklarının ne kadar güzel olduklarını bilir misin? Nasıl bilmeyeyim, deyip gülme; hepsi bana benzemezler. Belki ben bir istisnayım? Hem ben çirkin miyim, sevgilim? Ben de insanoğluyum. Bu, senin beni bir sevmene bakar. Bak o zaman nasıl burnum düzeliyor, gözlerim mahmurlaşıyor, küt parmaklarım incelip sanatkâr parmağı oluyor, dişlerim incileşiyor. Ben o kadar tatlı güzellerini gördüm ki, onlara bayıldım. Bilhassa memleketin çocuklarının gözlerinde tatlı bir saffet, bir merhamet, bir safiyet vardır ki, değme büyük şehirlerin çocuklarında bunlar yoktur. Bizim çocukların yüzünde o kurnaz, çapkın, alaycı, hem muhallebici çocuğu, hem it manası yoktur. Bu gözlerle on dakikada samimi olunur. Bu gözlerle on dakikada içlidışlı, kardeş olunabilir. Bir de her memlekette olduğu gibi, bizim çocuklarımızın da dudakları, öne doğru küskündür.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
- Gürgen direği evlat, böyle olur. Canım çam, güzel kokulu, sağlam, yağlı çam! diye de sıfatlar bulup eklemişti. Çam direği kurda karşı, herhalde o güzel kokusu, reçinesiyle mukavemet ediyor olmalı. Tevekkeli değil, yaz kış yeşildir mübarek ağaç! Kuvvetinden diyeceğim, çam tahtalarından, direklerinden yapılan evler kurda kuşa karşı mukavim olurmuş. İçinde oturanı da, kim bilir tabiat onu nasıl kurda karşı dezenfekte ettiyse, o da insanı belki soğuğa, zatürreeye karşı koruyordur.
Sayfa 102Kitabı okudu
Herkes evini kurmak için nasıl çalışıyor, görmelisin. Bu korkunç ve güzel tabiatla çarpışmak lazım geldiğini herkes anlamış. Kış baba, zelzele amcadan sanki daha mı insaflıdır? Başında hele gürgen, çam, köknar kaplamalar olmasın. Alimallah zelzele amcanın yedi sekiz saniyelik gazabı, kış babanın altı yedi aylık buz gibi somurtmasına tercih bile edilebilir. Sen ne diyorsun sevgilim?
Sayfa 101Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiç latife yapacak halde değilim. Neden yapıyorum? Hem de soğuk cinsinden. Ben böyleyim işte. Kederimi unutmak için sanki kedersizmişim gibi yaparım.
Sayfa 101Kitabı okudu
Seni hâlâ nasıl seviyorum; bu bir sırdır sevgilim. Gözlerinden öperim.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Sonunda başımı alıp senin bulunduğun yerlerden kaçtım. Şimdi kötü tango havaları bile beni ağlamaklı ediyor. "Senin geçtiğin yerlerden geçmiyorum."
Burnumu, gözümü değiştiremezdim. Hiç olmazsa kunduralarımı değiştirebilirdim a! Sen beni ilk nasıl gördünse öyle kaldım. Sonradan ne kadar düzelsem, o kötü hayali gözlerinden silemedim. Enayiliğe hayran olunmuyor sevgilim!
Bugünlerde aşk üzerine kitaplar okudum. Bir tanesinde diyor ki: "Aşkın ilk tezahürü, hayranlıktır." Ben bu hayranlığı duymak için otuz beş sene bekledim. Senin âşık olman için bir dakikaya ihtiyacın olduğunu sonradan öğrendim. Ben bu güzel dakikayı doğuramadım. Hayran olmayı doğuramadım. Ötesi çorap söküğü gibi gidecekti. Birinci tebellür**, ikinci tebellür birbirini takip edecekti. Sen bana hayran olamadın. Doğru, neyime olacaktın ki?.. ××Açık biçimde ortaya çıkma, belirme.
Doğru sevgilim! Senin kendine güvenmeye hakkın var. Sen bir adam üzerinde harikalar gösterebilirsin: Katili kuzu, eğriyi doğru, namussuzu namuslu, hayvanı insan yapabilirsin!.. Aksi harikaları da gösterebilirsin: Kuzuyu katil, hayvanı insan...
Kim bilir, sen de benim gibi neler tahayyül ediyorsun. Her güzel gözün, her çene ve burnun, her iyi bağlanmış kravatın, her yeni kunduranın içinde, altında ve üstünde tahayyül ettiğin, rüyalarında gördüğün, üzerine titrediğin hayalindeki erkek... İnsanoğullarının dişi olmayanlarına ne mutlu! Haydi biz sizin bahçeler gibi güzel elbiselerinizin, kokulu pudralarınızın altında iyi bir kalp olduğunu tahayyül edebilirdik. Size ne oluyor? Bütün bu güzel, şık, temiz gördüklerinin içyüzlerinde bir dolandırıcının, bir hırsızın, bir beyinsizin, bir muhtekirin(vurguncu)olduğunu neden düşünmüyordun, bilmem ki...
Reklam
Bildiğim bir şey varsa o da insan sevgilisine düşman oluyor. Görünüşteki dostluğa aldanmamalı. Sevgili, hakiki bir düşmandır. Küçü- cük bir hıyanete bakar.
Galiba düşünürken bir şekil vermeye çalışmak yok da, onun için düşündüğümüz, yazar gibi düşündüğümüz şeyler bize güzel geliyor. Yoksa hakikatte de güzel değildir onlar. Çünkü şeklin bulunmadığı yerde, bütün düşünceler, sanki şekil varmış gibi -önceden, çok önceden varmış gibi- bir başka dünyadadır. O dünyada kelimelerin, cümlelerin ne grameri, ne de bu gramer içinde muhtevaları vardır. Çırılçıplak, mücerret de, insana güzel gibi gelen, foyasını ancak gözle görülür şeklin içinde belli eden bir âlemdedirler.
İnsan düşünürken güzel cümleler yapıyor, ne iyi fikirler hatırına geliyor, ne meseleler hallediyor. Bazen cümle yapmadan da düşünüyorum. Bazen cümle yapıyorum. Bu cümleler tam benim istediğim, yazmaya savaştığım şeyler. Halbuki, düşündükten sonra yazı yazmaya koyulduğum zaman aynı cümleleri, yani o zaman beğendiğim cümleleri, hatırlamıyorum bile... Yazmanın çok enstantane bir düşünce olduğunu biliyorum. Onu söylemek istemedim. Farz et ki bir kırdasın. Cebinde kalem kâğıdın yok. Yazı yazmayı kurmuşsun. Eve gidince şöyle bir şey yazayım demiş, düşünmeye dalmışsın. İşte bu anları kastediyorum.
Bu iş, düşünmek işi, bana şu yazı yazmak işinden daha kolay geliyor.
Bu insanları sevmek sözü hayali bir şey değildir ama galiba biraz nazari...
8,2bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.