Kalabalık arkadaş grubuyla bir yerlerde otururken masadan gülümseyerek kalkıp, kendimi en yakın pencereden aşağı atmak geliyor içimden.
Kimseyle vedalaşmadan, sakin sakin yanan sigaramı, dudağımın değdiği son bardağı, iskemlemin arkasına astığım hırkami, kurduğum son cümleyi, attığım son kahkahayı ve tüm kırgınlıklarımı o masada bırakıp atlamak. Önce şok olurlar. Bir yok oluşa somut şekilde şahit olmanın çığlıkları atılır. O gün önemsenmeye başlanır bu hayatta başa çıkamadıkların, kaldıramadıkların, dayanamadıkların. Fark edilirsin. Anılar canlanır yaşlı gözlerinde, kulaklarında çınlar gülüşlerin.
"Gencecikti, çok neşeliydi," falan derler ardından.
Değildim be!
Hiçbiriniz anlayamadınız...