saat gecenin bir buçuğu (bugün günlerden ne?)
gözlerinden uyku akan bir taksinin içindeyim
geçip gidiyorum bütün hayatımı da seni de
başkent en pahalı örümceğini biriktiriyor
unutkanlık, acı, acılar, acılarımız
biliyorum sen kaldın bir de hayatım kaldı geride
eğlencenin (bayağı bir şölendi) ilerlediğini
bir karnaval tadıyla ilerlediğini
bir adamın
"Okuduğum bütün romanlar sahici bir başlangıçla bitsin istedim."
Romanın bitiş cümlesiyle başlamak istedim ben de. Bitmemiş, bitememiş bir roman.. Ve 'belki de hiç bitmeyecek hayatlar' kapılarını aralıyor bu iki kapağın arasındaki 316 sayfada bize.Kitabı okurken inceleme metni oluşturmak gibi bir düşüncem yoktu; ancak karakterlere
"Sana başka bir soru sorabilir miyim?" dedi. "Tabii ki."
"Bunu neden yapıyorsun?" Bana baktı. "Ne var?"
"Gözlerini kapatarak bir mum üflemeyi" diye açıkladı. "Birkaç kez yaptığını gördüm."
"Sadece alışkanlık işte. Doğum günü dilekleri her zaman gerçekleşmez; bu yüzden her gün bir mum
*Çok sürprizbozanlı manzum BTÜ incelemesi
Kitap bir ağıt gibiydi. Ancak bu ağıt ajitasyona dayalı dramatize edilmiş fantazyalardan değil, Çukurova topraklarında ekmeğinin peşinde perişan olanların ağzından alınmış bilgilerle oluşturulmuş bir ağıt. Ki yine de eksik kalmış olacak ki Orhan Kemal kitabı kahvehanelerde ırgatlara okurken ırgatların
Ne garip bir ülkede yaşıyoruz. Bu anlattıkları ülkenin bazı kesimleri için hala çok doğru ve geçerli. Hatta bazı yerlerde daha da katı kurallar var. Ancak bizim yaşadığımız çevre bambaşka . Hepimiz, çok farklı kurallarımız, örf ve adetlerimiz olsa da, aynı ülkenin çocuklarıyız. Kökümüz aynı. Birbirimize bazen kızsak da,
söylensek de birbirimize el